Kapattığım dosyanın ardından bir süre boş gözlerle masaya bakarken odamın kapısı aralanmıştı. Kapıyı açtıktan sonra tıkırdadığı kapıya bakarken "Girebilir miyim?" diyen arkadaşıma boş gözlerle baktım. Onun bu haline gülerek "Gel tabi." desem de zaten çoktan kendini karşımdaki koltuğa bırakmıştı.
"İşin bitmedi mi ya hâlâ senin?"
Son dosyayı az önce kapatmıştım. Bitmişti bitmesine ama kendimi hiç olmadığım kadar yorgun hissediyordum. Eve gidip dinlenmek için can atıyordum.
"Bitti aslında." diye mırıldandığım esnada odamın kapısı tekrar çalmıştı. Aralanarak içeriye başını uzatan Deniz'e kısaca bakıp tekrar önümde oturan Cansel'e baktım. Kesin bir şeyler oluyordu, böyle ard arda geldiklerine göre.
"Ee siz hâlâ toparlanmamışsınız?"
"Pardon ne için toparlanıyorduk?"
Deniz, Cansel'e baktı ve "Hâlâ ikna edemedin mi?" diye sorarak içeriye girdi. Kapıyı kapatıp odanın ortasına gelmeye başladığında bakışlarım merakla ikisi arasında gidip geliyordu.
"Bugün patronun doğum gününü kutlamak için dışarı çıkalım dedik. Küçük bir organizasyon yapılmış. Harika bir mekan bulduk. Oraya gideceğiz ve eksiksiz olmamız lazım. Malum bu ay yılın elemanı olmak için herkes rekabet halinde."
Gözlerimi devirdim. Yılın elemanı olmak için rekabete girdiğim falan yoktu çünkü yılın elemanı zaten bendim. Bu yıl hiç olmadığım kadar iyi bir çalışan olmuştum. Kendimi şirket için adeta paralamıştım. Yine de yıl sonunda ben seçilmezsem işte o zaman biliyordum ben yapacağımı!
"Yorgunum."
"E yani? Bu geçerli bir sebep değil. Bu gece aramızda olmalısın. Ben bilmem, ne yap ne et Maral'ı ikna et Cansel. Ben diğerlerine bakmaya gidiyorum." Cevap vermemi dahi beklemeden odadan apar topar çıkan adamın arkasından bakakaldım. Ne yani şimdi bir de bu kafayla eğlenmeye mi gitmemi bekliyorlardı?
"Hiç boşuna dilini yorma Cansel, beni yok sayın işte. Patrona da hasta olmuş dersiniz."
"Asıl sen hiç boşuna dilini yorma. Dün geceden beri sana ulaşamıyorum ama bugün pat diye işe geliyorsun, yetmiyor kendini tamamen işe vermiş bir şekilde sadece çalışıyorsun. Kızım sen sevgilinden yeni ayrıldın farkında mısın!? Hiç anlatmadın bile neler olduğunu, hayır normal şartlar altında senin şu an depresyonda olman lazımdı. Hatta evde bir elinde kumanda bir elinde dondurma kutusuyla ciddi bir operasyonda olmalıydın ama bak hayat hiç de beklediğimiz gibi değil. Nasıl olduğunu bilmesem de bir şekilde Buğra'yı siktir etmeyi başarmışsın. Hemde tek günde! Bunun bir sırrı olmalı ama bunu şimdilik sorgulamayacağım çünkü katılmamız gereken bir davet var. O yüzden daha fazla konuşmamı istemiyorsan hemen kalk ve toparlan. Hem belki de artık peşinde pervane olan şu Deniz'e bir şans vermen gerekiyordur ve o gece bu gecedir ha? Neden olmasın?"
Dediklerinin hızına yetişemeden kalkmış ve ceketimle çantamı alarak yanıma kadar gelmişti. Bedenimi bir çırpıda kaldırıp telefonumu elime tutuşturduğunda ona karşı çıkmaktan vazgeçerek ceketimi üzerime giydim. Biraz ağzımı zorlasa eminim dökülüp ona Kurt'tan bahsederdim ve şu an için Kurt anlatmak istediğim bir ayrıntı değildi aslında. Gizli kalması gereken bir sır gibiydi.
"Deniz'le olacağını gerçekten düşünüyor musun?"
"Sadece denemeni istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURT DØKUZ 18+
Romansa"Yüzüme bak Maral, gözlerime." Dediğini yapmamayı seçtiğimde parmaklarından birini nazikçe kadınlığıma sürttü. "O adamın yanında oturduğun her saniyenin..." Hareketlerini hızlandırdı. Aldığım oksijen yetersiz gelmeye başladığında dudaklarımı aralamı...