1.1. BÖLÜM | DØLAPTAKİ KIZ

21.4K 468 26
                                    

Şişe durdu. Bir ucu beni gösteriyordu, diğer ucu ise çaprazımda oturan bedeni. Gecenin başından bu yana üzerimde olan belli belirsiz bakışları bu sefer emin bir şekilde gözlerimin içine bakıyorken dilimi dudaklarımın üzerinde gezdirip diğerlerine baktım.
Kızlar sessizleşmişti. Konuşma cesaretini gösteren ilk kişi onun hemen yanında oturan esmer adamdı.

"Hadi, senin sıran Kurt."

Onu hareketlendirmek için omzuna vursa da onun pek de kalkacak gibi bir hali yoktu. Yüzünü buruşturarak "Karıştırmayın beni." dediğini duymuştum. Müzik sesinin bastırdığı ve belli belirsiz çıkan sesine karşılık oturduğum yerden kalktım. Bu gece benim gecem olsun istiyordum ve kafamı dağıtıp geçmişimi unutmak için küçük çılgınlıklar yapmaya hayır demeyecektim. Onla veya onsuz.
"Başkası olsun o zaman." diyerek diğerlerini kontrol ettiğimde yanındaki esmer adam bu anı bekliyormuş gibi hevesle ayağa kalkmıştı. "Bana uyar."

Aslı sesli bir şekilde itiraz etti. "Saçmalama Selçuk, kurallar bu masaya oturan herkes için geçerli. Kurt bu saatten sonra itiraz etme şansın yok, hadi!"

Azarlayıcı ses tonuna karşılık Selçuk yine bir şey diyecek gibi olsa da Kurt denen adam ben de dahil bütün masayı şaşırtarak ayağa kalkmıştı. Onun bu hamlesi Selçuk'un diyeceklerini bastırmıştı.
Bakışları ileriye dönük bir şekilde yaklaştıkça daha da dar görünen dolaba adımlarken ona eşlik ediyordum. Böyle oyunları kim buluyordu bilmiyordum ama şimdiden kalbimin sesini duyar hale gelmiştim. Bu tür bir çılgınlığı ilk defa yaptığım için olsa gerek bacaklarım titreyecek haldeydi ve heyecandan mideme giren kramplarla birlikte içtiğim kadehler yüzünden midem iyice hareketlenmeye başlamıştı.

Dolabın kapaklarını açtı ve geçmem için yol verdikten hemen sonra kendi de içeriye girerek kapakları kapattı.
İçerisi iki kişinin rahatça karşılıklı durabileceği kadar genişti ama birbirimizden fazla uzaklaşamıyorduk. Sırtım arkaya yaslanmış olmasına rağmen aramızda bir karıştan daha kısa bir mesafe vardı. İri bedeni benim aksime kendi alanında duruyorken oldukça zorlanıyor gibiydi. Elini başımın üzerine, dolaba yaslayarak kendini geride tutsa da bunun onu bir süre sonra yormaya başlayacağı kesindi.
Sadece beş dakika diye hatırlattım kendime. Sonrasında her şey bitecek ve hiçbir şey yaşanmamış gibi olacak. Hele ki karşımdaki oyken, muhtemelen her gece başka bir kadınla takılan ve böyle şeylere çok da önem vermeyen biriydi. Dışarıdan bakılınca pek de tekin olmayan tavırları bunu kanıtlıyordu.

"Böyle birbirimizi süzmeye devam mı edeceğiz?"

Sıcak olmaya başlamıştı ve dediğinde haklı sayılırdı. Buraya kadar gelme fikri bana aitti, olayları bu raddeye getiren de bendim. Bütün gece dağıttıktan sonra tanımadığım insanların masasına oyun oynamak için oturmayı ben tercih etmiştim.
Gerekeni yapacaktım ve açıkcası içtiğim onca kadehten olsa gerek bunu yapmak o kadar da zor gelmiyordu. Karşımdaki bedeni bunun için paha biçilmez bir şans gibiydi. Yakışıklılık oranlarını epey yükselten bir yüze sahipken ona dokunmak ve onun bana dokunmasına izin vermek fikri bile beni heyecanlandırıyordu. Buğra'nın aksine.

Ayaklarımdaki topuklu ayakkabıları çıkardım. Yaslandığım dolaptan uzaklaşarak ona sokulduğumda ne yaptığımı izliyordu. Çıplak ayaklarımla ayakkabılarının üzerine bastım ve yine de ona erişemediğim için parmak uçlarıma yükselerek gözlerine yakından bakma fırsatı buldum.
Çok koyuydu, karanlığın etkisiyle net göremesem de içeriye vuran hareketli ışıklardan göz renginin yeşil olduğuna emindim. Ensesine dolanan parmaklarım saçlarının arasında gezinmeye başlamıştı. Boşta duran ellerinin nihayet hareketlenerek bana uyum sağladığını hissettiğimde belime dolanan parmakları beni tamamen kendine yasladı.

KURT DØKUZ  18+Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin