"Ben... Ben Mehmet Selim YURTOĞLU."
Bana doğru geliyor. İçimdeki ses başıma bela aldığımı söylüyor. Yok yok. Akıllı kızsın sen Gülnur. Rahat ol.
"İsterseniz yemekhaneye geçelim." dedi ciddiyetle. Ben bilmeden kameralara takılıp ünlü mü oldum? Ben Ankara'dan gelen kendi hâlinde bir kızım. Bu kadar aksiyon bünyeme zarar.
"Ben tek başıma geçeceğim. Sizinle sorunum yok. İstemiyorum. Bilgi falan almayacağım. Gidin." dedim art arda. Gerildiğimi belli etmemem lazım.
"Korkmayın. Kötü bir niyetim yok. Çoğu kişi tanır beni. Yanlış anlaşılmak istemem-"
"Ben kötüyüm. Niyetim kötü. Kaç benden. Uzak dur." dedim hızla. Bön bön baktı yüzüme. Hızla yanından geçip çıktım derslikten. Ellerim titriyor. Ayy gereksiz hareketler yaptım. Ne yapıyım, koca İstanbul'da ne olacağı belli olmaz. Ailem var benim. Tek başıma olsam neyse. Onları gözü yaşlı bırakamam.
Adımlarımı yemekhaneye doğru atarken arada arkama bakıyordum. Yok, gözükmüyor. Belki saklanıyordur. Uff saçmalama Gülnur!
Eve mi gitsem?
Ev mi var?
Yurda işte.
Ama yemekhaneye geçeceğim, dedim. Yemekhaneye gitmezsem korktuğumu düşünüp daha çok üzerime gelirse...
Ne yapıyorum ben?
Karnım aç, yemekhaneye gidiyorum.
Kasıldım iyice. Derin nefes al, ver. Aynen böyle.
Yemekhaneye geldiğimde sıraya geçtim hemen. Çok uzun değildi sıra. Ne kadar hızlı geldiysem artık.
Sıra uzarken ara ara arkama bakıyordum. Sert çehreli birini aradı gözlerim. Onu. Dön Gülnur ne bakıyorsun, diyen iç sesime hak versem de kendimi alamıyorum. Önüme döndüm sonra.
Sıra bana geldiğinde yemeğimi alıp boş bir masaya oturdum. Çorbamdan bir kaşık alıp başımı kaldırdım. Herkes kendi hâlindeydi. Kendimi korku filminin içinde hissediyorum. Abarttın iyice, diyen iç sesime hak versem de kendime engel olamıyorum. Sakinleşmem lazım.
Derin nefes alıp verdim. Gözlerimi kapattım sonra. Bugün yemekhane çok güzel. Kokular mis. Yemeğimi aldım ve yer bulup oturdum. Derslerim bitti. Harikayım.
Gözlerimi araladığımda biraz ileride, tam karşıda oturan kişi ile göz göze geldim. Sabah önüme çıkan oğlan. Bir süre bana bakıp arkadaşlarına döndü. Etrafım sarıldı.
Hiçbir şey olmamış gibi karışık yemekten bir kaşık ağzıma alıp rahat tavırda başımı çevirdim. Sağ tarafta oturuyor. Erkek grubuyla konuşuyor. Mehmet Selim YURTOĞLU!
Yutkunayım derken soluk boruma kaçan yemekle öksürmeye başladım. Nefes almakta zorlanıyorum. Gözlerimin kıpkırmızı çıktığına yemin edebilirim. Birkaç kişi yanıma gelse de elimle engelledim onları. Önümde durak suyu alıp yavaş yavaş içmeye çalıştım. Bir taraftan da telefonum çalıyor. Arayan kişiye baktığımda annem olduğunu gördüm. İçtiğim suyu yerine bırakıp çantamı koluma taktım hemen. Tepsiyi kavrayıp bir elimle de telefonumu aldım. Gözlerimden yaşlar boşalıyordu. Boğazımı çok zorladım.
Tepsiyi görevli ablaya verdim. Kalan yemekleri hayvanlara veriyorlardı. Abla, neyin var yavrum, dermiş gibi bakıyordu bana. Vakit kaybetmeden yemekhaneden çıktım. Sesimi ayarlamaya çalıştım. Annemi aramam lazım, merak etmesin.
^^
Ayy noluyo noluyo jdnwjs
Çok korktuk.
Rahatlatmaya çalıştık ama😌🙂
Düşünceleriniz?
VarBiBildiğimiz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonradan Gelen | Texting
SpiritualSiz| Merhaba Siz| Ben Gülnur Ören Siz| Makine mühendisliği 1. Sınıf öğrencisiyim Siz| Numaranızı üst sınıflardan bir kızdan aldım. Bölüm birincisiymişsiniz. Siz| Ben bu bölümü çok isteyerek tercih ettim. Çok ilgiliyim yani. Siz| Öyle böyle değil ço...