Eddsworld Fanfiction - Dört Aşk Hikayesi

Birinci Bölüm

Selam, ben Wattpad'de hayran kurgu yazmaya çalışan bir insanoğluyum arkadaşlar. 🙃

Başlamadan önce söylemek istediğim birtakım şeyler var.

Öncelikle:

1 - Tord'un annesi ölmeden önce Kara Lider'miş diye bir şey duydum ve gerçek mi değil mi bilmiyorum. O yüzden böyle bir şey yokmuş farz ederek bu hikayeyi okuyun.

2 - Bu benim AU'm ve bazı karakterlerin tavrı, tepkileri vb. bazı yerlerde farklılık gösterebilir. O yüzden Eddsworld'ün orjinal karakterlerinin tavırları size garip gelirse görmezden gelin.

3 - Biliyorum, başınızı çok ağrıttım ama bunları söylemek zorunda hissettim. Bıkkınlık verdiyse özür dilerim. Keyifli okumalar!

--------------------------------------------------------------

Saat gece yarısına yaklaşıyordu...

Tiffinany, kan içinde ve iki çanta dolusu para ile kendini arabanın arka koltuğuna attı. Polis sirenleri yaklaşıyordu.

"Hadi Tyron!" diye çığlık attı Tiffinany.

İkiz kardeşi Tyron gazı köklerken elindeki iki tabancayı bir kenara fırlattı. Başındaki sarı peruğu çıkardı. Kuzgun karası saçları kandan yapış yapıştı.

Ne? Babası ondan bankayı soymasını isterken insanlara ateş etmemesi gerektiğini söylememişti. Açıkçası, Tiffinany kana bayılıyordu. (Çocukluk travmaları, ama anlatmak için çok erken.) Saç diplerinden başlayan kan ağzına kadar ulaşmıştı. Tiffinany kanı yaladı.

"Artık dikkat çekmeyi bırakmalısın, Tiff..." dedi Tyron.

"Bankayı soymamı isteyen babamdı." dedi Tiffinany.

"Kastettiğim şey o değildi, neyse. Polis seni bulmak için Fire malikanesinin altını üstüne getirecektir."

"Eee?"

"Demek istediğim, bir süreliğine başka bir eve kiraya çık ve işlerinizi oradan yürütelim. Malikaneden bir süre ayrılmalısın. Yoksa polis seni kesinlikle yakalar. Ve biliyorsun, babam da suçlarından pişman olmuş bir sabıkalı gibi davranmak zorunda."

"Uhh... Peki. Kalabileceğim bir yer bulurum." dedi Tiffinany, başparmağındaki metal yüzüğü çevirirken.

"Hemen bulsan iyi edersin." diye homurdandı Tyron.

"Kes sesini, ikiz." dedi Tiffinany. "Ne kadar hızlı olduğumu unutuyorsun."

"Sadece uyarıyorum." dedi Tyron ve arabayı sağa çekti. "İzimizi kaybettirdik. Burada in. Ben arabayı hurdalığa götürüyorum."

"Hurdalıkta ne yapacaksın?" dedi Tiffinany, arabadan inerken.

"Arabayı yakacağım. Zaten bunu da ben çalmıştım."

"İyi madem." dedi Tiffinany.

"Burası kapalı yüzme havuzu. Bu saatte kimse yoktur. Üstündeki kanı temizle." Tiffinany'nin yüzüne bir çanta fırlattı. "Sonra da bunları giy. Tamam mı?"

"Tamam, abi-ikiz." dedi Tiffinany göz devirerek. Tyron bazen gerçekten de ikizi değil de abisiymiş gibi davranıyordu.

Havuzun kapısından içeri koşarak girdi. Danışmanlıktaki kadın ona bağırıyordu. Tiffinany ona ateş etti. Kadın başından vurulup yere yığıldı. Soyunma odalarının kapısına tekme attı. Kapı açılırken onu kapalı tutan kilit sistemi kapıdan ayrılıp başka bir yöne fırladı. Üstündeki kanlı kıyafetleri çıkarıp bir köşeye fırlattı ve duşun altına girdi. Müthiş bir miktarda kan beyaz fayansa yayılıyordu. Tiffinany Tyron'un verdiği çantadan havlu çıkardı ve kendini kuruladı. Sonra içindeki beyaz kapüşonluyu, beyaz ayakkabıları ve açık mavi pantolonu giydi. Saçlarını saç kurutma makinesi ile kuruttu ve elleriyle onları düzeltti. Sonra ise kapüşonlusunu hafifçe sıyırdı ve tabancasını bir kayış ile karnına tutturdu. Kapüşonlusunu yeniden örterek tabancayı gizledi.