On Yedinci Bölüm

18 4 10
                                    

Brooke, çamurlu ve çıplak ayakları yere değmesin diye Tiffinany'yi kucakladı ve apartman dairesine götürdü. (Hay maşallah) Brooke'un elleri dolu olduğu için kapıyı Tiffinany açtı ve içeri girdiler. Tiffinany'nin kanlı elleri kapı kolunu lekelemişti.

Brooke kızı banyoya koydu ve siyah pardösüsünü aldı.

Tiffinany küvete girdi ve uzandı.

"İyi misin?" dedi Brooke.

"İyiyim." dedi Tiffinany.

"Tyron'a haber vermemi ister misin?" dedi Brooke.

"Ver de Tord'u öldürsün, değil mi?" dedi Tiffinany.

"Kötü olur diyemezdim."

"Brooke!"

"Ne? Kocanı sevmediğimi söyledim!"

Sırıttılar.

"Tamam, tamam..." dedi Tiffinany. "Aklı başına gelene kadar buradayım."

"Bana uyar." dedi Brooke.

***

Tord, boş yatak odasına baktı. Hayatında hiç bu kadar pişman hissetmemişti. Gerçekten de, karısına nasıl tokat atardı? Ve şimdi kırmızı kadife yatakta tek başına uyuyacaktı. Tek başına...

Sırtındaki pardösüyü sıyırıp bir köşeye atıverdi. Yatağın üstüne yığılırcasına bıraktı kendini. Ne diye Tiffinany'yi dinlememişti ki? Boş yere onun duygularını incitmişti. Üstelik yalnız kalmıştı. Şimdi Tiffinany'nin sıcaklığı eksikti.

Derin bir nefes aldı. Dinlenmesi gerekiyordu. Yarın gidip Tiffinany'den özür dileyecekti.

***

Ve nihayet sabah olmuştu. Paul, içeri girip de Tord'u Kızıl Ordu üniforması yerine sivil kıyafetlerle görünce neler döndüğünü anladı.

"Tord, bir yere mi gidiyorsun?" diye sordu öylesine. Cevabını bile bile.

"Kraliçemi bulmam gerek." dedi Tord, aynada yüzünü incelerken. Kalktıktan beri Tiffinany onu affetsin diye yavru köpek bakışı çalışıyordu.

Paul iç çekti. "Seni bırakması için birilerini ayarlayayım mı?"

"Hayır." dedi Tord. "Tiffinany kesinlikle Brooke'un orada olmalı. Ben kendim giderim."

Tord, kendisini uzaktan izleyen kara kediye bir bakış attı.

"Bana öyle bakmayı kes Ari."

Huysuz Ari, Tord'a hırladı.

Kedisi bile bana trip atıyor, diye düşündü Tord.

***

Kızların kahvaltı keyfi çalan kapı ile bölündü. İkisi de kapıya doğru sorgulayan bakışlar attılar.

"Kim bu saatte?" dedi Tiffinany.

"Bilmiyorum." dedi Brooke. "Sen pek ortalarda görünme, ben bakıp geleceğim."

"Tamam." dedi Tiffinany, domatesin birini ağzına tıkarken.

Brooke yerinden kalktı. Muhtemelen posta falan gelmişti. Brooke kapıyı açtı. Ve bu kesinlikle posta değildi.

"A-Ah..." diye kekeledi Brooke. "Merhaba."

"Günaydın." dedi kapıda duran neşeli ses. "Nasılsın?"

"İyiyim Edd, sağol." dedi Brooke. "Bu saatte kapımda ne aradığını sorabilir miyim?"

"Ah, şey, doğru..." dedi Edd. Hafifçe kızardı. "Kahvaltıda bize katılmak ister misin diye soracaktım. Yalnız başına yemek çok sıkıcı olmalı."

Eddsworld Fanfiction - Dört Aşk HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin