Eddsworld Fanfiction - Dört Aşk Hikayesi

Yirmi Altıncı Bölüm

Bir yerde okuduğuma göre Edd'in psikopat bir tarafı varmış. E ben bunu kullanırım.

Ayrıca, şu ana kadar ilişkilerimizin arasına kara çalı girmedi. Olayı uzatacak hiçbir üçüncü şahıs görmedik. Böyle olmaz.

---

İki adam kahkaha atmaya başladılar. Edd ise tepkisiz bir şekilde, alaylı yüz ifadesini koruyarak onlara bakıyordu.

"Gözümüzü oyacakmış." dedi bir tanesi. Saçları kızıldı ama boya olduğu barizdi.

"Tanrım..." diye mırıldandı öbürü. Kapkara saçları vardı.

"Bir dakika." dedi çakma kızıl. "Şaka yapmıyormuş."

Birkaç saniye sustuktan sonra yeniden gülmeye başladılar. Edd'in sırıtışı daha da genişledi.

"Bak ufaklık." dedi siyah saçlı. Ellerini ceplerine attı ve Edd'e doğru yürüdü. "Bize kimse karışamaz. Biz istediğimizi yaparız. Sen mi bize hesap soracaksın?"

"Sanırım şu anda aynen bunu yapıyorum." dedi Edd.

"Aptalsın." dedi adam. "Ne istersem yaparım. İstersem sevgiline de bakarım. Hatta sana bu gece onun yataktaki bir fotoğrafını göndereyim, ha? Ne dersin?"

Adamın sırıtması sadece birkaç saniye sürdü. Edd, tek eliyle onu suni deri ceketinin yakasından kavrayarak çekiştirdi ve kafasını duvara vurdu. Alnından oluk oluk kan akıyordu. Adam, duvarda kırmızı ve düz bir çizgi bırakarak aşağı doğru kaydı. Bilincini yitirmişti.

Çakma kızıl şok içindeydi. "Onu öldürdün..." diye mırıldandı.

"Kafan güzel sanırım." dedi Edd. Yerdeki adamı tekmeledi. "Nefes alıyor. Maalesef." diye ekledi.

Gözlerini yerdekinden kaldırıp öbür tinerciye çevirdiğinde ise yüzüne doğru yaklaşan bir yumruk görmüştü. Burnunu kırabilirdi.

Edd kenara çekildi ama yeterince hızlı değildi. Yumruk, elmacık kemiğine isabet etti. Başı hızla yana doğru savruldu, ama dengesini korudu ve ayaklarının üstünde kalmayı başardı.

Önüne döndü, artık alaylı ifadesini koruyamayacak kadar öfkeliydi. Elini yanağındaki alev alev yanan kırmızılığa götürdü. Moraracaktı.

"Seni," diye hırladı Edd. Adamın kolunu sıkıca tuttu. "Gebertirim!"

Adamın kolunu çevirerek burktu. Bir kıtırtı sesi bütün sesleri bastırarak sokağı doldurdu. Kolu dirseğinden çıkmıştı. Kolunu bıraktı ve adamı ensesinden yakaladı. Onu hızla yere eğdi ve dizini adamın karnına geçirdi.

Edd, adamı silkeler gibi bir kenara attı ve onun hizasına gelebilmek için diz çöktü.

"Ben özümde çok iyi biriyimdir." diye lafa başladı. "Tam bir iyilik meleğiyim ben. Ama beni çileden çıkarmayın."

Doğruldu ve ellerini ceplerine attı. "Benim olana kimse dokunamaz."

***

"Geldim." dedi Edd. Her zamanki gibi gülümsemesini takınmıştı. Sanki iki dakika önce ara sokakta bir adamın kolunu çıkarmamış ya da öbürüne beyin sarsıntısı geçirttirmemiş gibi.

Brooke'un, mafya üyesi sevgilisinin  karşısına oturdu. Brooke aynen Edd'in beklediği gibi dürüstçe her şeyi anlatmıştı.

Brooke, gözlerini Edd'in suratına dikti. "Yüzüne ne oldu?"

"Bir şey mi olmuş?" dedi Edd. Tiffinany kadar iyi rol yapıyordu ve muhtemelen şu an bununla gurur duyuyordu.

"Bir şey olmuş." dedi Brooke. "Yanağın mosmor."