D.A.H. okuyucusuz kaldığından beridir - baya uzun bir süredir - yeni bölüm yüklemiyordum ve siz de okumamakta ısrar ediyordunuz. Aktiflik bayağı düşmüş. Etiketlerde ilk 5'e giren güzelim fanficim unutulmuş gitmiş.
mrskarma183 seni bekliyorum artık çaresiz eskilerden bana umut yok. Etiketleyem de bari belki görürler.
(Yemin ediyorum adınızın yazılışı okunuşu profilinizin her ayrıntısı aklımda kızım var ya sizi her saniye stalklıyorum yaşıyor musunuz diye. Sammy puf olduğunuzu düşünüyor ve belki de haklı 💀. Gelseniz de gelmeseniz de burada dedikodunuz dönüyor kısaca.)
(Aylardır mesajlarla taciz ediyorum kendilerini ama cevap vermiyorlar.)
Ve motivasyonum da Tord'un şarjöründeki son kurşun kadar kaldığından karakter kartları, ingilizce çeviri, Ellsworld'e uyarlama meseleleri falan hep askıya alındı. Ben size "kimse okumasa da boşa beleşe yazarım" demedim. "Tek bir okuyucum olsa dahi onun için yazarım" dedim. Aynı şey değil.
Bilmiyorum. Eğer daha da uzun bir süre burada yeller eserse muhtemelen kitabı sileceğim. Çinkü hem hiç kimse okumuyor, hem de boku çıktı gibi hissetmeye başladım.
Gerisi değil, bu ruh hali bölüme de yansıdı. Kimse kusura bakmayacak artık.
---
Julianne'nin ölümünden bu yana üç yıl geçmişti. Artık James yirmi, Bradley on sekiz, Marius on beş, Chandler on iki yaşındaydı.
James bir kadınla tanıştırılmıştı. James babasının niyetini zaten biliyordu. Uzatmadı. Üstelik tanıştığı kadın da nazik ve sevilesi biriydi. Sanki kendisi bulmuş gibi kızla evlendi. Karısının adı Maddison'du.
On sekizinde evlenmişti James. On dokuzunda baba olmuştu. Mutlu denebilirdi. Kızının gözlerine her baktığında Julianne'yi hatırlaması dışında.
Bradley de şu an evlendirilme aşamasındaydı. Gloria adındaki bir kadınla tanıştırılmıştı. Kadının dış görünüşü ne kadar güzelse, içi de o kadar çirkindi. Sapsarı saçları ve iri mavi gözleri vardı kadının. Şımarık, kibirli birisiydi. Bradley onu sevmiyordu, Gloria da kendisini sevmiyordu zaten.
Maddison, küçük kızın odasına minik kurdeleler bağlarken çocuk gibi kıkırdıyordu. James de balon şişiriyordu. Bugün küçük Britney'nin ilk doğum günüydü. Britney bir yaşına giriyordu.
James son balonu da bağlayıp havaya atıverdi. Klaus'un buna izin vermiş olmasına şükrediyordu. Belki de ilk ve şu anki tek potansiyel varisinin doğum günü onu ilgilendiren bir mevzuydu.
James, acı gerçek ile titredi. Klaus kadınların taht ile olan alakalarını umursamazdı. Ona göre kadınlar başa geçemezdi. "Eksik etek". Onlara böyle diyordu. Küçük kız çocuklarının yüzlerine karşı bile. Üzülebileceklerine de ihtimal vermezdi.
Britney, emekleyerek yere düşen balona doğru ilerledi. James, eğilip kızını kucakladı ve onu mama sandalyesine yerleştirdi.
"Çocuğu bırak da oynasın James." dedi Maddison. Bebeği yine mama sandalyesinden indirip yere bıraktı. Britney, pembe-beyaz puantiyeli halının üstüne gezinmeye başladı.
"Çok hareketli." diye güldü James.
"Öyle." dedi Maddison.
Bebek odasının beyaz ahşap kapısı birkaç kere tıklatıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eddsworld Fanfiction - Dört Aşk Hikayesi
FanfictionEddsworld'ün dört erkeğine dört ruh eşi... Yeterince adil, değil mi? Kapak tasarımı ile kitapta yer alan tüm çizimler bana aittir! Keyifli okumalar! #1 patrick - 22.12.2023 #1 edd - 26.12.2023