On Dokuzuncu Bölüm

18 2 9
                                    

Tord, Kara Ordu mensubu kadını ensesinden yakalayıp duvara yapıştırdı. Elinde zaten emniyet kilidi açık olan silahının mermisini sürdü ve kadına doğrulttu.

"Söyle bakalım," diye mırıldandı Tord, kadını incelerken. "Kara Ordu'dansın, öyle mi?"

"Evet." dedi kadın. Sonra ne diyeceğini bilemez halde kekeledi. "Ya-Yani hayır. Artık değil."

"Net konuş."

"Sen kimsin ki?" dedi kadın.

Tord sırıttı. "Gerçekten bilmek istiyor musun?" Dudaklarını kadının kulağına yaklaştırdı ve fısıldadı: "Kızıl Lider"

Kadın nefes darlığı çekiyormuş gibi göğsünü tuttu.

"Şimdi bana burada ne halt yediğini söyle." dedi Tord.

"Ordu beni öldürecek." dedi kadın. Sonra Tord'a baktı, gözlerinin içi parladı.

"Beni..." diye fısıldadı. Dizlerinin bağı çözüldü, yere çöktü. "Beni orduna al! Lütfen!"

"Sebep?" dedi Tord.

"Haklarında çok şey biliyorum. Lütfen, sadece canımı bağışla! Beni öldürmelerini istemiyorum! Beni bir dinlesen, anlarsın."

"Ne gibi şeyler biliyorsun?" dedi Tord.

Kadın her ne kadar korkuyor olsa da sırıttı. "Liderlerinin ev adresine kadar her şeyi."

"Dinliyorum." dedi Tord, silahını indirirken.

"Ortağına tuzak kuruyorlar."

Tord bir süre sessiz kaldı.

"Karımdan mı bahsediyorsun?"

***

"Şu silah sesini siz de duydunuz mu?" dedi Edd.

"Evet..." dedi Tom.

"Çok yakındı... Sizce ayrılıp daha güvenli bir yere gitmemiz gerekiyor mu?" dedi Edd.

"Bence gidelim." dedi Matt. "Ölmek için çok güzelim çünkü!"

"Evde kalmak daha güvenli olmaz mı?" dedi Tom.

"Ama çok yakın bir yerde patladı." dedi Edd. "Bence biraz uzaklaşmamız iyi olur."

"İkiye bir oyla dışarı çıkıyoruz. Yürüyün hadi!" dedi Matt. Elindeki aynasını cebine attı.

***

Tiffinany, elleri cebinde bir şekilde on üçüncü sokak parkına doğru yürüyordu. Öfke bütün bedenini sarmıştı. Brooke için yapmalıydı, her ne kadar Kara Ordu'nun sözünde duracağına inanmasa da...

Ama her halükarda, önlemini almıştı.

Tiffinany parka geldiğinde, yaklaşık yirmi adet Kara Ordu askerini karşısında dizilmiş halde buldu.

"Kaçırdığınız askerim nerede?" dedi Tiffinany, karanlık bir ses tonuyla.

Bütün askerler emniyet kilidi açık silahlarla ona bakıyordu. Kendilerini hiç ama hiç güvende hissetmiyorlardı, bu konuda da haklılardı.

"ASKERİM NEREDE?!" diye bağırdı Tiffinany. Sesi binaların arasında yankılandı.

Gözü salıncağa kaydı. Dişlerini sıktı ve askerlere döndü.

"Eğer onu buraya getirmezseniz, yemin ederim ki hepinizi-"

"A-a-ah." diyerek öne çıktı bir kadın. Bu bir komutandı. Brooke'un daha önce kaçırdığı ve Tiffinany'nin de psikolojik işkence ettiği kadın. "Küçük askerin liderimizle hesaplaşıyor şekerim. Sen de yaptıklarının hesabını soracaksın."

Eddsworld Fanfiction - Dört Aşk HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin