Kötü Kadın Olmayı Ben Seçtim

3. Bölüm: Tartışma ve Bilgi Loncası

Bir uyarı daha: Aria 17 yaşında evleniyor. O dönemde reşit olma yaşı 16 bu yüzden lütfen şimdilik yaşa takılmayın. Gelecek bölümlerde neden yaşa takılmamanız gerektiğini anlarsınız.

Düğün günüme henüz üç ay varken Elena'nın yerinde durmayacağını biliyorum. Buna karşın önlem almam gerek.

Ama her şeyden önce muhafız ve şövalye sorununu hâlletmeliyim.

_______

Dük'ün odasına giden koridorda ilerliyorum. Odanın tam önüne geldiğim sırada Elena, gözünde sahte olduğu her şekilde belli olan gözyaşlarıyla çıkıyor.

Bana attığı 'sahte' hüzünlü bakış sonrası koridordan geçen birkaç kişinin fısıldaşmaya başladığını görüyorum.

Artık hakkımda söylenenlerin seyrini değiştirme zamanı geldi.

"Elena, kardeşim ne oldu?" diyorum ellerimle ağzımı kapatarak.

"H-hiç! Hık." diyerek ağlamaya devam ediyor.

"Ama Elena'm, niçin ağladığını söyle de yardımcı olayım."

Elena'm mı? Puhahahah.

"S-sen ne zaman beni önemsedin ki abla? Her zaman kendini düşünüyorsun. Babam senin yüzünden bana kızdı. "

Demek böyle üstüme yürüyeceksin Elena. Ne kadar ucuz numaralar bunlar? Eminim ki istediğin elbiseyi alamadığın için ağlıyorsun.

Neyse ki insanlar iyice etrafımızda toplanmaya başladılar. Umarım babam şuan odasından kavgamızı dinliyordur.

"Amanın! Kardeşim, şuan bana büyük bir haksızlık yapıyorsun. Ben her zaman seni önemsedim ve her anında yanında oldum."

Sahte gözyaşlarım arasında ekliyorum.

"Her yere düştüğünde, mendil işlemeyi bir türlü öğrenemediğinde, dans rolünü karıştırıp ayağını burktuğunda, en önemlisi ise ilk reddedilişini yaşadığında ben yanındaydım! Sana inanamıyorum Elena."

Ben ve dram kraliçeliğim işe yaradı sanırım.

Elena'nın yüzü saniyesinde kızarırken, elini yanağıma doğru getiriyor.

Evet, Elena. Hadi bana tokat at ve ne kadar aciz olduğunu göster.

Tokatın gelmesini gözüm kapalı beklerken başka bir tokat sesiyle gözümü açıyorum.

Önüme geçmiş olan, adını bile bilmediğim hizmetçi tokatın etkisiyle yalpalıyor. Diğer hizmetçiler onu kolundan tutup götürürken Elena'ya doğru işaret parmağımı sallıyorum.

"Elena, bana bu yapmaya çalıştığın şey de nedir? Sana sadece senin her anında yanında olduğumu söylemiştim. "

"Abla, sınırı aşacak şeyler yapmamalıydın."

"Ne sınırından bahsediyorsun Elena? Sen kendini ne zannediyorsun? Karşında veliaht prenses duruyor, utanmıyor musun? Bu-"

"Burada neler oluyor?"

Sonunda babam geliyor.

Elena gözyaşı dökmeye çalışırken ben ondan önce davranıp henüz kurumayan gözyaşlarıma yenilerini ekleyerek babama reverans yapıyorum.