19. Bölüm: Muhafız Sorunu ve Judith'in Sonu

1.3K 117 8
                                    

Medya: Önceki bölüm Aria'nın İmparatorluk Sarayı'na giderken giydiği elbise



Ertesi gün

Hizmetçilerim odamı temizlerken onları izlemekten sıkılıp balkonuma çıkıyorum.

Temiz hava içimi ferahlatıyor.

Bir süre gözlerim kapalı, kuş seslerini dinledikten sonra odamdan çıkıp Dük'ün odasının bulunduğu koridora giriyorum.

Kocaman bir muhafız ordusu kapıda beklerken benden iğrendiklerini belirten yüz ifadeleri afallamama sebep oluyor.

Düşes'i yürekten destekledikleri için bana böyle davranıyorlar.

Başımı olabildiğince dik tutarak onlara üstten bir bakış atıyorum.

"Babamla konuşacağım. Geldiğimin haberini verin."

"Ekselansları şu anda sizinle görüşemezler." diyor muhafızlardan biri.

"Neden olduğunu öğrenebilir miyim?"

"Kendisi son derece meşgul, önemsiz işlerle onu oyalamamamız gerekiyor."

Metanetimi korumaya çalışıyorum. Sinirle verdiğim her cevap onların avantajı olacak.

"Az önce yanlış duymadıysam bana önemsiz demeye çalıştın, değil mi? Korkarım ki sana asıl önemsizi hatırlatmam gerekecek."

Geri kalan muhafızlar beni pür dikkat izlerken küstah muhafızın karşısına dikiliyorum.

"Bir soyadın var mı?"

"Hayır?"

"İşte, önemsiz olduğunun birinci kanıtı."

Kollarımı göğsümde kavuşturarak bir adım öne geliyorum.

"Peki rütbe sırasında kaçıncısın? 2. dereceden muhafız? 1. dereceden muhafız? Şövalye?"

Derin bir nefes veriyorum.

"Ben söyleyeyim, hiçbiri. Sen bunlardan biri değilsin. Sadece benim gayrimeşru olmamdan cesaret bulan, kendini Düşes'in gözünde yükseltmek ve egonu tatmin etmek için beni aşağılayan bir zavallısın."

Son adımımı atıyorum.

"Aklını başına topla ve bana, bu Dukalığın leydisine saygı duy."

Dük'ün odasının kapısını tıklatıyorum ve diğer muhafızlara dönüyorum.

"Arkadaşınızın görevine bu kadar genç yaşta veda etmesi çok üzücü olacak. Aynı hatayı umarım siz yapmazsınız."

Beklediğim gir sesi gelince içeri giriyorum.

Reveransım biter bitmez Dük konuşuyor.

"Hoşgeldin Aria."

"Hoşbulduk Ekselansları."

Dük, elleriyle karşısına oturmamı işaret ediyor. Başımla onaylayıp oraya oturuyorum.

"Kapımın önünde birtakım kargaşa sesleri duydum."

"Oh, bende size bundan bahsedecektim."

"Kargaşanın sebebi nedir?"

Sahte bir hıçkırma sesi çıkarıyorum.

"Muhafızınız, hık. Bana gereken saygıyı göstermedi ve beni aşağıladı hık. Ben veliaht prenses olunca bile hep böyle devam mı edecekler? Kalbimi çok kırdılar!"

"Konuşmamız bittikten sonra sana bunu yapan muhafızı göster. Onu görevinden alacağım."

Gözümden akan yaşları siliyorum.

Kötü Kadın Olmayı Ben Seçtim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin