20. Bölüm: Bozulan Nişan ve Ölüm Korkusu

1.2K 112 17
                                    

"Hatalarını nasıl telafi edeceksin merak ediyorum."

"Sizin Leydi Elena hakkında bilmediğiniz birçok şeyi biliyorum."

"Buna ne şüphe... lakin şuan senin bildiklerini dinleyecek değilim. İyileşir iyileşmez senin için ayarladığım taşrada yaşayan dul bir soylunun hizmetçisi olacaksın."

"Leydim sormak haddime değil ama neden gönderiyorsunuz beni? Bana hâlâ yeterince güvenmediniz mi?"

"Seninde dediğin gibi sormak haddine değil. Ayrıca bu sana güvenmediğim anlamına gelmiyor. Zamanı gelince tekrar başkente döneceksin. Sadece bir süre orada yaşamalısın."

"Peki leydim siz nasıl arz ederseniz."

___

Atları sevmek ve yemini vermek amacıyla saraydan yalnız başıma çıkmış ve atların bulunduğu yere gelmiştim.

Gelmemle birlikte varlığımı hisseden atım Lucky kişneyerek kafasını okşamam için öne doğru uzatıyor.

Bir süre şefkatle onu sevip yemini veriyorum. Diğer atlarla da ilgilendikten sonra tekrar onun yanına geliyorum.

"Annenle biraz tur atmak ister misin oğlum?"

Lucky beni anlarmışcasına kişnerken onu hazırlaması için seyisi çağırıyorum ve oradan çıkıyorum.

Beş dakika gibi kısa bir sürede hazır olan Lucky'i seyis bana teslim ediyor.

"Dikkat edin leydim."

Seyisi başımla onaylamayı tercih edip atıma biniyorum.

Durmadan atımı ileri sürerken Lucky ani bir şekilde şaha kalkarak yönünü sarayın yanındaki ormana çeviriyor.

"Lucky! Dur oğlum!"

Düşmemek için sıkı sıkı tutunduğum sırada bir saniyeliğine de olsa gözlerim Elena'nın odasının camına takılıyor.

Camdan keyifle beni izleyen Elena'yı görüyorum.

Atımı bu hâle getiren Elena olmalı. Ona büyü yaptı.

Sinirim yükselirken Lucky çitlerin üstünden atlayarak ormanın içerisine giriyor. Bağırmaktan ağrıyan boğazımı daha fazla yıpratmamak için bağırmayı kesiyorum ve Lucky'nin durmasını bekliyorum.

Dukalık sarayı uzaktan görünmediği an Lucky son kez şaha kalkıyor ve yere düşüyorum.

"Seni aptal at! Hiçbir boka yaradığın yok!"

"Leydim atınızla bu şekilde konuşmamalısınız."

İsteksizce ayağa kalkıp reverans yapıyorum.

"Bu ne hoş sürpriz majesteleri Veliaht Prens."

"Dukalığa farklı bir yoldan gideyim dedim ve sizinle karşılaştık. İsterseniz beraber gidebiliriz."

Lanet statü farkımız yüzünden reddedemem. Eğer ayağım incindi dersem beni taşımak isteyebilir.

"Tabii ki isterim majesteleri."

Kötü Kadın Olmayı Ben Seçtim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin