(𝐁𝐮 𝐢𝐬𝐢𝐦𝐥𝐞 𝐲𝐚𝐲ı𝐧𝐥𝐚𝐧𝐚𝐧 𝐢𝐥𝐤 𝐤𝐢𝐭𝐚𝐩𝐭ı𝐫!)
İzel bir gün dışarı çıktığında bir adam tarafından tacize uğrayacağı sırada adamı öldürür. Bunun üzerine cezasını alarak sadece katillerin olduğu bir ceza evine gider. Bu ceza evinde ka...
Avukat konuşmamı bekliyordu ama ben susmayı tercih ediyordum. O günkü gibi , kendimi korumak için yaptım diyemedim.
"Susarak bir yere varamayız İzel. Konuş , konuş ki bir yol bulalım." Dedi avukat.
"Ben öldürdüm." Başım önde demiştim. "Ben yaptım. Bıçağı ben sapladım, o kızı ben öldürdüm." Dedim. Gözümden bir damla yaş düştü.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Neden yaptın?" İşte beklediğim soru. Yüzümde bir gülüş oluştu. Kızı korumak için öldürdüm! Ne kadar komik bir cümle demi. Birini korumak için öldürür müydük?
"Bilmiyorum." Dedim sadece.
"Bilmeyerek birini öldüremezsin." Dediğinde dudaklarımda hafif bir kahkaha çıktı.
"Başka bir şey söylemek ister misin?" diye sorduğunda başımı olumsuz anlamda salladım. "Peki. Sabah mahkemen var, sabaha kadar düşün. Söylemek istediğin bir şey var mı diye." Avukat kalktı ve gitti.
Gardiyan geldi beni alıp hücreye götürdü tekrardan . Kelepçeleri çıkardı ve kapıyı üzerime kapattı. Çöktüm yere , kapattım gözlerimi. Kızı öldürdüğüm sahne binlerce kez gözümün önüne geldi.
Kapının açılması ile gardiyan içeri girdi, bileklerime kelepçeyi taktı ve hücreden çıkardı. Koridorlardan , demir kapılardan geçtik. Cezaevi arabasına bindik, adliyeye geldiğimizde kapılar açıldı ve arabadan indirdiler beni.
Arabadan indiğimde avukatla karşılaştım, yanında iki kişi daha vardı. Birisi annemdi, diğeri ise genç bir kadındı. Annem hemen yanıma geldi ve sarıldı. Ters kelepçe taktıkları için anneme sarılamadım ama kokusunu içime çektim , çekebildiğim kadar.
Askerler annemden beni ayırdılar ve adliyenin içine soktular. Mahkeme salonunun önüne gelince beni bir sandalyeye oturttular ama ters kelepçem olduğu için rahat oturamıyordum.
"Kelepçesini önünden taksanız. Bu şekilde oturamıyor." Dedi avukatım.
"Bu şekilde olması gerekiyor, bir şey yapamam." Dedi gardiyan.
