21.BÖLÜM: SİYAHA BULANAN BEYAZ

201 21 5
                                    

Dostlarım bu bölüm Koray Göksoy'un anlatımından okuyacağız. Bölüm kısa oldu , bunun sebebi bir kaç bölüm sonra Koray'ın anlatımdan bölümler okuyacağımız için. Bu bölümü özel bölüm olarak düşünebilirsiniz.

Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın😉

İyi ve keyifli okumalar!🤍


Şarkılar: Sagopa Kajmer-Galiba / Berk Baysal- Yaralarını Ben Sarayım 


DEMİR PARMAKLIKLARIN ARKASI⛓️

21.BÖLÜM: SİYAHA BULANAN BEYAZ 


             "Her insan günü belli olmayan bir idam mahkumudur..."                            -Bir İdam Mahkumunun Son Günü-                            

(Koray Göksoy'un Anlatımıyla)

Koray Göksoy.

İçimde sönmeyen bir ateş vardı , tam yedi yıl önce yanmaya başladı bu ateş yanmaya. Bütün ruhumu , hayallerimi , masumiyetimi , benliğimi yakıp küle çevirmişti. Ama hala sönmedi o ateş , içten içe beni yakmaya devam etti. Şimdi ise o ateş harlandı.

Sevdiklerimi tek tek kaybediyordum. Önce annemi , sonra kardeşimi... Canım çok yanıyordu.

Ümit'i , kardeşimi annem bana emanet etmişti. Son nefesini verirken onu hep korumamı , kendimden önce onu düşünmemi söylemişti. Her zamanda öyle yapmıştım. Onu hep korumaya çalışmıştım , ona atılan her kuşunda önüne atlamıştım , kendimden önce onu düşünmüştüm. Ama onu o gün koruyamamıştım. Annemin emanetini koruyamamıştım. Önüne siper olamamıştım. İçim iki türlü yanıyordu ; annemin emanetine sahip çıkamadığım için , kardeşimi kaybettiğim için.

Ümit'i uzak tutmaya çalıştım her kötülükten , onu hep masum kalması için uğraştım. Ne kadar uğraşırsam uğraşayım bu dünya kötülükle yıkanmıştı , bizlerde ıslanmıştık.

Ona atılan her çamura siper oldum. Her yerim kir pas içinde kaldı , o kirlenmesin diye ama yine de koruyamadım.

Koruyamadım...

Elimdeki küreği toprağa daldırdım ve kardeşimin üzerine attım. İkinci kez yaşıyordum bu acıyı , hiçbir acı bundan daha beter olmazdı. Sevdiğiniz insanların üzerine toprak atmak. Ağlamamak için büyük çabalar veriyordum. Duvarlar ördüm dünyaya , sert ve dik durdum. Üzüntümü , sıkıntımı hep gizledim gizlemek zorunda kaldım. Çünkü hayat her zaman bana karşı sert tokatlar attı , ne zaman iyi bir şey yapsam önüme dik duvarlar dikti. Hayat bana sert durmayı , kötü olmayı öğretti.

Mezar tamamen kapandığında hoca duasını okuyup gitti , gardiyanlar ise baş sağlığı dileyerek kenara çekildiler. Ümit'in mezarının yanına oturdum. Bazen konuşurduk ilk kim ölür diye konuşurduk.

...

"Sence ilk kim ölür?" diye sordum.

"Nerden geliyor aklına böyle sorular? Zaten arada bir sohbet ediyoruz , sorduğun soruya bak abi." Ümit'in isyanına güldüm , haklıydı ama bu soruyu merak ediyordum. Onu ilk ölmesini istemiyordum , bu acıyı ikinci kez yaşamak istemiyorum.

DEMİR PARMAKLIKLAR ARKASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin