Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın😉
İyi ve keyifli okumalar!🤍
Şarkılar: Cem Adrian- Düğüm
DEMİR PARMAKLIKLARIN ARKASI⛓️
20.BÖLÜM: KÖR DÜĞÜMLER
Gülfem'in odasından çıktıktan sonra hücreye tekrar götürülüyordum. Gülfem bir oyun oynuyordu ve bu oyun Koray'a karşıydı. Ne amaç uğruna oyun oynuyordu? Koray ile arasında ne vardı? Hücrenin olduğu koridora girdiğimde Koray'ın sesini duydum.
"İzel?!" diye bağırdı.
"Geldim." Hücremin kapısını açıp beni içeri resmen bir çöp gibi attı gardiyan. Hücrenin kapısı üzerime kapanıp kilitlendi ve penceresi sert bir şekilde kapatıldı.
"Neden çağırmış seni?"
"Sonra konuşuruz. Burada konuşulacak bir konu değil." Yatağa oturdum ve sırtımı duvara , Koray'ın olduğu tarafa yasladım.
"Peki. Sana bir şey yapmadı değil mi?" diye sorduğunda gülümsedim.
"Şuan yüzüm dağılmış durumda."
"İzel!"
"Şaka. Sakin."
Sessizlik aldı ortamı , soğuk ve kasvet hakimlik kurdu. İkimizde sessizliğimiz içinde acı gerçeklerimize boğulduk. Kafamın içinde günlerdir dönen senaryolar , düşünceler içten içe beni kemiriyordu. Sessizliğin içindeydim ama gürültülü bir kalabalıkla savaşıyordum. Her şey kör düğümdü. Çözmek için uğraşıyordum , parmaklarımı yara bere içindeydi her seferinde derinleşiyordu yaralar ve düğüm açılmıyordu. Nereye kadar dayanacaktım? Nereye kadar?!
Açılması gereken kör düğümler ve yara bere içinde kalan eller....
♦
Karşımdaki duvarı izliyordum , aklımda ise bitmeyen düşünceler. Hücrenin kapısı açıldığında gardiyan içeri girdi. "Çıkıyorsun." Açtığı kapıdan çıktığımda Koray ile bakıştık. Koğuşa doğru yürürken Atay'ın kuyruk acısını dinliyorduk.
"Bunların hesabını vereceksiniz , ikinizde!"
"İban at Atay , iban!" diye bağırdı Koray , bir yandan da gülüyordu.
"Siz gülün , bunu size çok fena ödeteceğim. Özellikle İzel , babanın hatırına sana tahammül ediyordum ama artık etmeyeceğim." Kahkaha ile güldüm. Koray şüpheli bakışlarını ise üzerimde hissediyordum.
"Çok korktum , elim ayağım titriyor (!)" Arkamı , Atay'a doğru döndüm ve tam gözünün içine baktım. "İş birliği yaptığın insanlara dikkat et , çünkü hepsi seni bir piyon olarak kullanıyor. Sen kazandım zannederken , onlar seni harcamış olacak." Yüzüme aval aval bakıyordu. Güldüm. "Saçların için kusura bakma , yeniden çıkarlar kökü sende sonuçta." Göz kıptım ve yoluma devam ettim.
Koğuşa girdiğimizde , herkes koğuştaydı ve akşam yemeğine bir saat kadar bir vakit vardı. Bizimkilerden sadece Buğra ile Alara masadaydı.
"Selam gençler." Koray'ın sesi ile ikisi de bize döndüler.
"Çıktınız!" diye bağırdı Alara.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEMİR PARMAKLIKLAR ARKASI
Ficción General(𝐁𝐮 𝐢𝐬𝐢𝐦𝐥𝐞 𝐲𝐚𝐲ı𝐧𝐥𝐚𝐧𝐚𝐧 𝐢𝐥𝐤 𝐤𝐢𝐭𝐚𝐩𝐭ı𝐫!) İzel bir gün dışarı çıktığında bir adam tarafından tacize uğrayacağı sırada adamı öldürür. Bunun üzerine cezasını alarak sadece katillerin olduğu bir ceza evine gider. Bu ceza evinde ka...