Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın😉
İyi ve keyifli okumalar!🤍
Şarkı : Sigrid - Everyody Knows
DEMİR PARMAKLIKLARIN ARKASI⛓️
9. BÖLÜM : ZAMAN
🔒
Onuncu kez okuduğum kitabın sayfasının sonuna geldiğimde kitabı sertçe kapattım. Aklım başka yerdeydi , odaklanamıyordum. Bugün görüş günüydü ve aklımda annemin gelip , gelmeyeceği vardı.
Gözüm saatte takıldı. Akrep sabırlı bir şekilde ağır ağır rakamların üzerinden geçiyordu, yelkovan ise arkasında atlı koşturuyormuş gibi sabırsız bir şekilde hızlı hızlı rakamları es geçiyordu. Zamanın hızlı mı yoksa ağır mı geçtiğini anlamıyordum , sanki zamana arafta kalmıştı. Ne hızlı ne yavaştı.
"Bir şey mi var?" diye sordu Alara.
"Yok. Elindeki ne?" Konuyu değiştirerek elindeki saklama kabına çevirdim konuyu.
"Teyzem su böreği getirmiş. Herkes gelince yeriz." Dediğinde başımı olumlu anlamda salladım.
Gözüm tekrar saatte gitti , görüşün bitmesine bir saat vardı ve hâlâ çağıran yoktu beni. Vazgeçerek önüme döndüm. Koray yanımıza geldi ve yanıma oturdu.
"Neler getirdiniz bakalım?" Sesinde heyecan ve mutluluk vardı.
"Bende su böreği var." Dedi Alara. Koray'ın gözleri büyüdü.
"Teyzen mi yaptı?" Cevabını bildiği bir soruyu soruyormuş gibi bir edası vardı lakin sesinde sanki cevabımı yeni öğrenecekmiş gibi bir heyecan vardı. Alara başını salladı. "O zaman hepsi benim." Dediğinde Buğra lafa atladı.
"Oğlum bırak bizde yiyelim." Önündeki saklama kabının kapağını açıp masaya itti. "Bende yaprak sarması ve lahana sarması var." Dedi.
"Bende bir şey yok." Dedi Maria , sesinde mahcupluk vardı.
"Burayı bile zor yeriz biz." Dedi Alara.
"Bende de kek var." Dedi Ata ama gözleri su böreğindeydi.
"Bende de ıspanaklı sigara böreği var." Dedi Maral. Masadan kalkıp tabak ve çatal getirmek için kalktı. Tabakları yerleştirirken benim önüme tabağı koymadan önce kaşlarını çatarak baktı. "Sen bir şey getirmedin mi?" diye sordu.
"Efendim?" diye sordum.
"Maral." Koray'ın uyarıcı sessi Maral'ın bakışlarının üzerimden çekilmesini sağladı.
"Bir şey demedim. Annesinin yemek dükkanı varmış , bir şeyler getirmiştir diye düşündüm."
Masadan kalkıp hızlıca merdivenlere yöneldim , arkamdan seslenmişlerdi ama duymamazlıktan geldim ve odama girdim. Gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Annem görüşe gelmemişti , ona ihtiyacım olduğunu ilettiğim halde gelmemişti. Benden vazgeçmişti , onun gibi olduğumu kabul etmişti ve terk etmişti. Kapı açıldığında göz yaşlarımı hızlıca sildim ve arkamı döndüm. Koray elinde hazırlanmış bir tabakla kapıda bekliyordu , kapıyı kapatıp , tabağı masaya bıraktı ve yatağa oturdu.
"Yesene. Ata'dan zor kaçırdım su böreklerini , kokusunu almadan ye." Derken katile ait olmayan gülüşünü bahşetmişti. Zorla gülerek karşılık verdim gülüşüne , tabaktaki su böreğini elime aldım tam ağzıma götüreceğim sırada annemin yaptığı nefis su börekleri geldi aklıma. Bir ısırık aldım , zar zor ağzımda çevirdim ama yutamadım. Göz yaşlarım yavaş yavaş yanaklarımdan aktı. Böreği ağzıma götüreceğim sırada Koray elimden alıp tabağa koydu ve kolumdan çekip sarıldı , itiraz etmeden başımı göğsüne yasladım. Bir eli sırtımı sıvazlarken , bir eli saçlarımı okşuyordu. Bana sarılması ile hıçkırıklarım hırçınlaşmıştı ve sarsıla sarsıla ağlamaya başladım. Sarsılmamı durdurmak ister gibi daha da sıkı sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEMİR PARMAKLIKLAR ARKASI
Tiểu Thuyết Chung(𝐁𝐮 𝐢𝐬𝐢𝐦𝐥𝐞 𝐲𝐚𝐲ı𝐧𝐥𝐚𝐧𝐚𝐧 𝐢𝐥𝐤 𝐤𝐢𝐭𝐚𝐩𝐭ı𝐫!) İzel bir gün dışarı çıktığında bir adam tarafından tacize uğrayacağı sırada adamı öldürür. Bunun üzerine cezasını alarak sadece katillerin olduğu bir ceza evine gider. Bu ceza evinde ka...