Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın😉
İyi ve keyifli okumalar!🤍
Şarkı: Pihani-Dön Bak Dünyaya 🎶
DEMİR PARMAKLIKLARIN ARKASI⛓️
5.BÖLÜM: ELDEN ALINMAMIŞ UMUTLAR
🔒
Öğleden sonra hapishanede bir telaş vardı, denetleme ekipleri gelecekmiş. Geçenler uyuşturucu bulunmuştu ve devamının olduğunu düşünüyorlar. Gardiyanlar aramıştı ama pek bir şey bulamamışlardı, bu yüzden profesyonel bir ekip gelecekti. Hem yönetimde hem de mahkumlarda telaş vardı ama farklı telaşlar. Tırabzana yaslanarak hengameyi izliyordum. Delici kesici aletler, telefonlar, tuvaletlere lavabolara dökülen uyuşturucular ve binlerce yasaklanan malzemeler ortalıktan kaldırılıyordu.
Grupların arasından en rahat çemberdi. Benim gibi tırabzana yaslanmış aşağıdaki hengameyi izliyorlardı. Yanıma gelen Ümit ile arkamı dönüp kalçamı tırabzana yasladım.
"Senin saklayacak bir şeyin yok mu?" diye sorduğumda elindeki defteri gösterdi.
"Bunu sakıncalı bir şeyse , evet." Dedi. Başını eğmiş elindeki deftere bakıyordu, yüzünü inceleme ihtiyacı duydum. Saçları bu o kadar dağınık, bir o kadar düzenliydi, gözleri elaydı sağ gözde bir adacık vardı, yeni çıkmaya başlayan sakalları ile olgunluk gelmişti yüzüne. Güzel bir yüzü vardı, çoğu kızın hayır diyemeyeceği.
"Niye alsınlar ki?" diye sordum merakla.
"Burada bütün umutlarımızı elimizden alıyorlar çünkü." Derken sesinde efkar vardı, bir özlem vardı, bir sitem vardı.
"O zaman kendine yeniden umut yarat. Umudunu elinden almaları senin elinde değil ama yaratmak senin elinde." Gülerek yüzünü kaldırdı.
" Senin sözlerini bir deftere yazacağım sonra çoğaltıp bütün dünyaya dağıtacağım. Bu sözler uçmamalı." Dedi.
Yüzümde bir gülüş belirdi ama uzun sürmedi kadrajıma giren kişilik ile. Giydiği siyah tişört üzerine yapışmıştı ve kaslarını belli ediyordu. Saçlarına özen göstermişti, kaşları çatık bir şekilde bize bakıyordu. Gözlerimi devirdim ve yanından geçerek odama girdim, hafiften kapıyı da çarptım.
Sinirlerimi acayip bir şekilde bozuyordu. Ağzını, burnunu kırmak istiyordum. O kadar sinirimi bozuyordu.
Bir anda sirenler çalmaya başladı ve duyuru yapıldı. "Bütün mahkumlar odalarından çıkarak , koğuşa geçsin ve sıraya girsinler." Odadan çıkıp Çakranların yanına geçtiğimde Doğan en son geldi ve yanımda durdu.
"Saklaman gereken bir şey yok demi? Yanımıza gelmedin ama." Sesinde yumuşaklık vardı, kimsenin duymaması ile fısıltı ile sordu.
"Yok."
Siyah giyinimli çalışanlar içeri girdiler ve odalara, koğuşun dip noktalarını aramaya başladılar. Herkese üzerinde bir rahatlık vardı. Arama bir saat sürmüştü, ayakta durmaktan ayaklarım uyuşmuştu ve artık hissetmiyordum.
Arama bittiğinde çalışanlar karşımıza geçtiler en rütbeli olan öne çıktı.
" Bu sefer nerelere sakladığınızı bulamadık ama bir gün çok fena çökezleyeceksiniz." Dedi.
"Aynen kaptan." Dedi Koray. Kaptan dediği adam ellerini cebine yerleştirerek Koray'a doğru yürüdü.
"Çökezleyenlerden biride sen olacaksın Koray Gürsoy."
![](https://img.wattpad.com/cover/338880928-288-k385754.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEMİR PARMAKLIKLAR ARKASI
General Fiction(𝐁𝐮 𝐢𝐬𝐢𝐦𝐥𝐞 𝐲𝐚𝐲ı𝐧𝐥𝐚𝐧𝐚𝐧 𝐢𝐥𝐤 𝐤𝐢𝐭𝐚𝐩𝐭ı𝐫!) (Düzenlenmeye alınmıştır. Düzenlenmiş bölümler yayınlana kadar bu bölümler kalacaktır.) İzel bir gün dışarı çıktığında bir adam tarafından tacize uğrayacağı sırada adamı öldürür. Bunun...