🔥5 bölüm🔥

241 18 39
                                    

Merhaba arkadaşlar. "Stockholm sendromu saplantılı aşk" bir dizi senaryosunun kısa özeti şeklinde tasarlanmış hikayesinin yeni bölümüyle karşınızdayım. Dediğim gibi bu bölüm(bölüm sonu) artık esas konuya girilecektir. Yine bölümleri sizi yormamak adına kısa  yazmağa özen göstermekteyim. Bu arada eğer bölümü beğenirseniz yorum ve votelerinizi görmekten çok mutlu olurum.💘💜

Sevgiyle kalın 💞

Hikayenin İsmindeki Stockholm sendromu ve Saplantı kısmıysa zamanla ama çok yakında ortaya çıkacaktır.


Aliço ve Semih arasında olan bu konuşmadan sonra Semih Aliçoya biraz kırğındı. Ama onun geçmiş acıları aklına gelince ne olursa olsun ona karşı yumşalıyordu.


Feraye sekreter odasına döndüğünde Helin kızın yüzünün asık olduğunu fark edip hemen ne olduğunu soru verdi. Ferayenin telefonu yere sert düştüğü için üzeri fena çizilmişti. Helin Ferayenin tek derdi bu olduğunu sansa aslında Feraye en çok Semihle konuşurken Aliçonun onu nefret dolu izleyen bakışlarından rahatsızdı...



Sabahsı gün Feraye işe gelip şirkete girir girmez Semih onu çoktan bekliyormuş gibi hemen önüne geldi.



Semih: Feraye hanım. Merhaba.



Feraye şaşkınca: Semih bey: Buyurun bir sorun mu var yoksa dosyalarda.


Semih: Yok yok...Siz incelersinizde hiç sorun olur mu. Çok akıllı olduğunuz her halinizden malum zaten.




Feraye: İyi peki o zaman sorun ne?




O sırada Aliço şirketin kapısından içeri en havalı haliyle dahil oldu. Semihle uzaktan selamlaştıklarından sonra Ferayeye bakıp göz göze geldiklerindeyse Feraye yine rahatsız olarak yüzünü kenara çevirip kendi kendine "Geldi yine kötülük prensi" diye mırıldandı.


Semih: E şey biz konumuza dönelim. Buyurun.



Feraye şaşkınlık içinde: Bu kutuda ne böyle?



Semih: Açıp bakın göreceksiniz.



O sırada Aliço sekreteri olan Gizemin yanında durup onunla konuşmağa başladı. Ferayenin bir an dikkati onlara kaysa da daha sonra önüne dönerek kutuyu açıp içindekini görerek şok geçirip: Ama bu...



Semih: Sizin için.



Feraye kutuyu Semihe geri uzatarak: Ama Semih bey ben bu telefonu kabul edemem lütfen bunu geri götürün.


Semih: Ama Feraye hanım lütfen. Ben dün sizin telefonunuzun yere düşüp kırılmasına neden oldum şimdi sadece onu telafi etmeye çalışıyorum.


Feraye: Ama Semih bey ben bunu götüremem. Bu çok pahalı bir marka.



Semih: İtiraz istemiyorum. Ayrıca sizin telefonla hal etmeli olduğunuz şirketimize ait çok önemli işleriniz var ve demekki bu telefonu kabul etmeniz bizim şirketim içinde çok önemli demek oluyor.



Feraye daha fazla itiraz etmenin anlamsız olduğunu anlayıp "İyi peki. Yine de teşekkür ederim" diyip telefonu eline alarak Aliço ve Gizemin yanından geçerek odasına doğru gitti. Bu sırada Aliçonun dikkatinin Ferayeye doğru kaydığını fark eden Gizem kıskançlık krizine girerek "Vay baksana sen Semihe. Gelir gelmez telefon vermeler falanda filan. Yeni sekreteri kaptı hemen" dedi.



Aliço Gizemin yüzüne çok sinirli bir bakış atarak "Çok konuşma işine bak sen. Ben gidiyorum" dedi.



Gizem: Nereye ya? Daha yüzünü görmeye bile doyamamışken hemen kaçıyorsun.



Stockholm Sendromu Saplantı🔥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin