🔥6 bölüm🔥

143 13 25
                                    

Feraye işte tamda o gün yıllar sonra kaç yıldır hasretini çektiği insanı Berki karşısında hiç beklemediği anda ve yerde gördü. Oysa ki onunla böyle bir karşılaşma yaşayacağı aklının ucundan bile gezmezken, onu bir daha görebileceğine tek bir umudu yokken bir anda olan bu karşılaşma onun kalbine fazla gelmişti. Berkte adeta Feraye’yi yıllar sonra karşısında görmenin şokunu yaşıyordu. Yıllar geçmiş ama o güzellik hiç değişmemişti. O gözler hâlâ can alıcı ifadeyle bakıyor, o dudaklar hâlâ göreni onu öpmeye sesliyordu.








Berk toplantının ortasında öyle bir donup kaldı ki o toplantı odasındaki herkes onun Feraye’ye şaşkınlık içinde baktığını anladı.






Bu ikili arasındaki bu şaşkın bakışmaların nedeniniyse o odada en çok merak eden kişi Aliço’ydu. Birden Feraye odadaki tüm bakışların meraklı bir şekilde onun üzerinde toplanmış olduğunu fark ederek hemen gözlerini Berk’ten çekip duvara doğru bakarak elindeki dosyayı sımsıkı kavrayıp heyecan içinde titreyerek toplantı odasından çıktı. Duvarları tutarak yürümeye başladı. Ya şimdi ne olacaktı? Yıllar önce olsa bir anlamı olurdu ama şimdi bu karşılaşmanın Berk için bir anlamı olacak mıydı?






Feraye yüzü bembeyaz olmuş bir şekilde odasına geri döndüğünde Helin onu bu şekilde görerek “ Noldu kız? Yüzünün hali be böyle? Cin görmüş gibi bembeyaz olmuşsun...Ay yok bu devirde koskoca şirketin ortasında hayal göremezsin değil mi kız?...Ay hadi konuşsana. Ödümü mü patlatacan Feraye? “ heyecanlı bir şekilde konuştu.






Feraye: Helin bi sussan konuşacam.





Helin: Ha şöyle kendine gel bakalım. Dur ben sana kolonya bulayım.





Feraye Helinin kolundan tutarak “ Helin bir sakin olur musun lütfen “ dedi.





Helin Feraye’nin yanına kanepeye oturarak “ E kızım napıyım konuşmuyorsun. Bende burda çatlıyorum meraktan. İyi misin? “ diye sordu.




Feraye tedirgin bir ifadeyle “ İyiyim merak etme “ deyip gözlerini Helin’den kaçırdı.






Helin: E o zaman anlatsana noldu da böyle yüzün kireç gibi oldu?...Ay hadi Feraye çatladım ha konuşsana.






Feraye anlatıp anlatmamak arasında sessizliğe gömüldü. Çok düşündükten sonra “ Yok bişey ya sanırım şekerim düştü” deyip olayı geçiştirmeye çalıştı. Çünkü Berki gördüğünü, o eski defterleri hiç açmak istemiyordu.






Helin “ E tabi kuş kadar yemek yiyip sabah üniversiteye öğlen işe gidersen olacağı budur kızım “ diyerek Feraye’den şüphelenmeyi bıraktı. Feraye olayların üzerini kapatmış olduğuna inandı. Lakin kapanmış sandığı defterlerin asıl şimdi açılma zamanıydı.






Toplantı odasında toplantı bitti ve herkes odayı terk etmeye başladı. Berkse adeta yerinde donarak kalmış gibi hareketsiz öylece kala kalmıştı. Bunu fark eden Aliço o havalı tarzıyla ayağa kalkarak sinsi bir yüz ifadesiyle Berkin kulağına doğru eğilerek “ Sen iyi misin? “ diye sordu. Berk aniden irkilerek “ Hı noluyor? “ diye sordu Aliço’ya.






Aliço “ Elinin körü oluyor. Olum şirkette yangın çıkmış görmüyor musun? “ dedi ciddi bir tavırla.






Berk önce bu ciddi tavırdan yana durumu gerçek sanarak bir sağa bir sola baktı. Sonra birden aklı başına gelince bunun yine Aliço’nun soğuk şakalarından biri olduğunu anlayıp masanın üstünden kalem götürerek Aliço’nun üzerine attı.  Aliço’ysa kalemi havada yakalayarak “ Hop noluyoruz? Ha yoksa karizmamı yıkmak mı hedefiniz beyefendi? “ dedi alaycı ve şakacı bir tavırla. Aliço’nun yüzünde Jack Sparrow gibi bir ifade vardı. Normalde hep çok ciddi gibi görünürdü ama bazen o soğuk duruşuyla Alaycı şakalarından da hiç uzak kalmazdı. Aslında genel olarak hiç belli etmese de Aliço çocukluktan beri içinde hep Berke karşı kin biriktirmişti. Çünkü babası Asim bey çocukluktan beri her işte hep Berki ona örnek getirmiş, ona gereksiz olduğunu hissettirmişti. Aliço’nun içine yıllardır toplanmış bu öfke ve kıskançlık hep her an patlayacak gibi oluyordu. Her ne kadar gizlemeye çalışsa da Berk Aliço’nun ona karşı bir öfke içinde olduğunu görmüş onunla perdeli davranmaya çalışmıştı. Aliço’nun babası ister okul hayatında isterse de iş hayatında hep Berki ona örnek getirerek onun gibi olmasını beklemişti Aliço’dan. Ama her ne kadar çabalasaydısa nafile. Aliço babasının “ gittin dayılarına benzedin “ lafından hiç bir zaman kurtulmadı. Onlar gibi özgür ruhlu olarak babasının gözüne hiç bir zaman giremedi. Kuzenlerinin arasında en karizmatik ve çekici olanı evet oydu. İstediği kızı kendine çekebilecek bir karizmaya ve karşı konulmaz bakışlarla sahipti ama bütün bunlar bile onun Berke olan içinde yıllardır toplanmış kinini söndürmeye yetmiyordu.






Hâlâ listedeki gibi öfke doluydu ona. Ama tek bir farkla. O zamanlar nefretini içine gömemiyordu. Şimdiyse bu konuda tam bir profesyoneldi. Ama gözler ruhun aynasıdır derler. Sırf bu yüzden Berk Aliço’nun gözlerinden ona karşı yıllardır geçmeyen nefreti okuya biliyordu. Yine de tam emin olamıyordu çünkü Aliço çok iyi bir oyuncuydu.






Berk: Noldu lan bir kalemle karizman mı çizildi?






Semih: Hop noluyoruz gençler? Ne bu liseli ergenler gibi kavganız hem de şirketin ortasında. Bi sakin olun lan. Bak üçümüzün babasından biri bunu görürse var ya bunun bedelini fena ödetir bize bilmiş olun.






Aliço: Bana kimse bişey yapamaz ama haklısınız olan size olur orası doğru.






Berk: Allah Allah size niye bir şey olmayacakmış beyefendi?






Aliço: Cevap kısa ve net. Umursamıyorum.






Semih: Ulan hiç değişmiyorsun be Aliço. Hatırlıyor musun bu listede de hep böyle dik kafalıydı. Asim amcamdan az dayak yemedi bu hergede. Ama yine bir nebze bile olsun ne akıl ne de korku yok bunda.





Aliço cevap bile vermeyerek umursamaz bir tavırla gülüp geçti. Berk’se “ Bırak oğlum uğraşma bunla. Hatta bana kalırsa hiç bulaşma istersen “ dedi şakacı bir tavırla.





Semih: Tamam lan tamam. Ben acıktım yakındaki lokantaya gidelim mi hep beraber? Eski günlerdeki gibi baş başa oluruz hem.





Berk: Bana uyar. Aliço sen ne dersin.





Aliço: Size tamamsa banada tamamdır. Sizi mi kıracam.






Üçü de eşyalarını götürerek toplantı odasını terk ettiler. Geçtikleri her noktada Berkin gözü Feraye’yi aramaktaydı. Aliço bunun farkında olacak kadar zekiydi. Ama hissettirmemeye olayları kendisi anlamağa özen göstermekteydi. Berk Feraye’nin olduğu cam odanın önünden geçerken aniden duraksayarak yerinde kalakaldı. Feraye’nin bakışları ansızın Berkle buluşsa da hemen gözlerini kenara kaçırıp işiyle meşgulmüş gibi davrandı. Helin de kenardan Berkin ona baktığını fark etmişti.







Aliço: Noluyoruz Berk? Yola mı devam yoksa içerdeki kızları gözetlemeye mi?





Berk Aliço’nun bu sözünden gıcık kaparak “ Aliço saçmalama istersen. Hadi yola devam gençler “ diye cevapladı. Semih de durumdan ilk orada şüpheye düştü. Ve üçü beraber sahil kıyısındaki yakındaki lokantaya gittiler. Ama artık Aliço da Semih de bu bakışların bir tesadüf olmadığının farkındaydı...

Bölümle ilgili fikielerinizi duymaktan mutlu olurum herkese iyi okunmalar

                   🔥6 bölüm sonu🔥

Stockholm Sendromu Saplantı🔥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin