Asena, kararlı bir şekilde, “Sen gelsene 2 dakika benle şöyle. Berk, biz hemen döneceğiz” dedi ve Feraye’yi kolundan tuttuğu gibi bir kenara sürükledi.
Feraye, merak ve endişe dolu bir sesle sordu, “Abla, bak herkesin gözü bizde ne oluyor sana ya? Niye çekiştirdin ki şimdi beni buraya?”
Asena’nın gözleri gizemli bir heyecanla parlıyordu, bu ani çağrı Feraye’nin içinde birçok soru uyandırmıştı. İkisi arasındaki konuşma, gizemli bir atmosferle dolup taşıyordu, Asena’nın Feraye’ye anlatmak istediği şeylerle dolu gibi görünüyordu.
Feraye’nin kırmızı nişan elbisesi ıslanmıştı ve Berk hemen Feraye’ye dönerek, “İyi misin sen Feraye?” diye sordu.
Feraye, “İyiyim, iyiyim” diye cevap verdi. Ablası, ona yaklaşarak endişeli bir ifadeyle, “Feraye, ne oluyor? İyi misin?” dedi.
Feraye öfkeli bir şekilde, “Ay abla, iyiyim ya, iyiyim. Kaç kere soracaksınız aynı şeyi? Alt tarafı üzerime içecek döktüm işte, ne var bunda?” dedi. O sırada Asena’nın gözleri uzaktan, Feraye’ye bakan kimliğini bilmediği Aliço’yu fark etti. Aliço, Asena’nın bakışlarının üzerinde olduğunu hissederek gözlerini çekti ve kendi kendine, “Ben nereden hatırlıyorum ya bu kızı?” diye düşünerek durdu.
Esra, Aliço’ya yaklaşıp “Aşkım, hadi ama bak ne güzel müzik çalıyor” dedi ve Aliço’nun kolundan tutarak meydana doğru sürükledi. Feraye’nin öfkesi yavaşça yerini şaşkınlığa bırakırken, Asena da Aliço’nun tanıdık yüzünü gördüğü anı düşünerek merak içinde izledi.
Asena, Feraye’ye dönerek gizem dolu bir ifadeyle, “İşte bu çocuk o” dedi. Feraye, şaşkın bir ifadeyle sordu, “Kim o abla? Aliço’ya ne alakan var senin?”
Asena, merakla, “Sen nereden tanıyorsun bu adamı bakayım?” diye sordu. Feraye hafif bir şaşkınlıkla cevap verdi, “Abla! O adam dediğin Berk’in kuzeni ya. Sen neyi ima etmeye çalışıyorsun.”
Asena, bir karışıklık ve endişe ile Feraye’ye dönerek, “Bu çocuk sana niye öyle bakıyor, Feraye ha?” diye sordu.
Feraye, gözleri bir an kararan, ne diyeceğini şaşırmış bir halde, titrek bir sesle “Ne bakması ya? Ben öyle bir şey fark etmedim” dedi.
Asena’nın bakışları, Feraye’nin yüzündeki ifadeyi derinlemesine okumaya çalışırken, karışıklığını daha da artırdı. Asena, sinirli bir tonla devam etti, “Sen baksana benim alnıma güzelim. Orada aptal yazıyor mu? Aha bak, o kızla dans ederken bile hâlâ buraya bakıyor ya. Çıldıracağım ya. Neler oluyor burada Feraye? Yoksa siz eskiden sevgili miydiniz”
Feraye, çaresiz bir şekilde, “Abla, bir şey olduğu yok tamam mı? O adamın da bana baktığı falan da yok. Sevgili ne ya abla sevgili ne ya of. Çıldırmışsın sen” dedi.
Asena’nın endişeli ve kararlı bakışları, ortamı gerginleştirirken, Feraye’nin içinde bir gizemin perdesi aralanmaya başlamıştı.
Asena’nın sözleri Feraye’yi derin bir şaşkınlığa sürükledi. “Salaksın sen cidden. Adam sabahtan beri senden gözünü çekmiyor kızım,” dediğinde, Feraye’nin içinde bir garip his oluştu. Aniden yüzünde masum bir tebessüm belirdi, çünkü duydukları, beklenmedik bir mutluluk hissi uyandırmıştı. Gözlerini ondan çekmemiş olmasını duymak, Feraye’nin içinde bir hoşnutluk yaratmış gibiydi.
🔥20 bölüm sonu🔥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stockholm Sendromu Saplantı🔥
RomanceStockholm sendromuna tutulacak bir kadın ve onu sadece saplantı haline getirmiş kalpsiz psikopat bir adam.💔🔥Kalpsizlerin aşkı 🔥 Hikaye bir dizi senaryosunun kısa özeti gibi yazılmıştır.