🔥12 bölüm🔥(yeni)

122 10 33
                                    

Yeni bölümden merhaba. Herkese iyi okumalar.💞🔥

Günlerin sakin akışı içinde, Berk'in nişanlısı, şirketin koridorlarını sıkça aşındırmaya başlamıştı. Berk, duygusal soğukluğunu korurken, nişanlısı ise adeta bir aşk rüzgarıyla dolup taşıyordu. Feraye için bu nişan zor bir durum oluştursa da artık bu gerçeği kabullenmişti. Ancak Berk, Feraye'yi her gördüğünde geçmiş günleri hatırlayarak uzun uzun bakışlara dalıyor, içsel bir çatışma yaşıyordu.





Semih, her fırsatta Feraye'nin peşinde koşuyor, onunla diyaloga girmeye çabalıyordu. Şirketin koridorları, Semih'in samimi çabaları ve Feraye'nin çekingen tavrı arasında bir mikrokosmos halini almıştı. Aliço ise zekası ve sinsiliğiyle Berk ve Feraye arasındaki gizli bakışmalardan haberdardı. Şüpheleri iyice büyümüş, aralarında dönen gizemli olayların peşine düşmeye kararlıydı.





Berk'in içsel çalkantıları, nişanlısının ona acı veren varlığı ve Feraye ile Semih arasındaki yakınlaşma, şirketin içinde bir gizem atmosferi oluşturmuştu. Her birinin duygusal çalkantıları, koridorlarda birbirleriyle kesişen bakışlar ve Aliço'nun gözlemci rolü, şirketin rutininden sıyrılarak derinlik kazandırmıştı.




Bir gün, odanın kapısı yavaşça açıldı ve Berk, babasının odasına adım attığında, gözleri Feraye'yi odada yalnız başına, bir dosyayı bırakmak için burada olduğunu gördü. O an, odanın atmosferi gizemle doldu. Berk, Feraye'nin beklenmedik ziyaretini anlamaya çalışırken, odanın her detayı önem kazandı.




Feraye'nin durumu izah etme çabası, odaya yayılan sessizliği bozarken, Berk merak ve endişe dolu bir bakışla izledi. Feraye'nin anlatmak istediği şeylerle dolu dosya, odanın atmosferine bir gizem perdesi gibi yayılmıştı. Odanın duvarları, bu olayın içsel karmaşıklığını yansıtıyordu.




Berk, Feraye tam odadan çıkmak isterken kolundan tutarak odanın merkezine çekti. İki karakter arasındaki gerilim, o an odanın içinde yoğunlaştı. Berk'in sesi, duvarlarda yankılanırken, neden yıllar önce onu aldattığını sormasıyla birlikte, odanın içindeki hava daha da gerginleşti.





Feraye, o anki ani çekişe rağmen kendisini toparlamaya çalıştı. Berk'in sıkı tutuşu, odadaki enerjiyi daha da yoğun hale getirdi. Feraye, Berk'den " Kolumu bırak canımı acıtıyorsun" diyerek kolu bırakmasını istedi. Berk'se onun kolunu bırakmayarak neden onu yıllar önce aldattığını sordu. Feraye içsel çatışma yüzünden kararlı bir duruş sergileyerek hiçbir şeyin anlatılmasına gerek olmadığını keskin bir şekilde söyledi.




Oda, bu duygusal anın şahitliğini yaparken, ikinci bir sessizlik dalgasıyla doldu. Feraye, bu sessizliği kullanarak odadan hemen çıktı ve ardında bıraktığı gizemle birlikte, Berk de hızla peşinden gitti. Odanın içindeki bu karmaşık an, her iki karakterin hayatında derin izler bırakmaya adaydı. Ancak Aliço onları odadan çıkarken görüp çok şaşırdı.




Aliço'nun odasında, perde ardında kalmış olsa da, amcasının odadan çıkan iki figürün kim olduğunu tahmin etmek zor değildi. Gözleri, odadan çıkan bu iki kişinin Feraye ve Berk olduğunu hemen kavradı. Bu keşif, Aliço'nun içinde bir tedirginlik yarattı; odadan çıkan ikili arasındaki ilişkinin doğasını anlamak istiyordu.





Hızlı adımlarla Feraye'nin odasına yönelen Aliço, kapıyı yavaşca çaldı. Feraye kapıyı açtığında, Aliço'nun yüzündeki endişeyi ve alaycı bakışı fark etti. "Ne var, yine hangi rüzgar attı seni buraya?" diye kinayeli bir şekilde sordu Feraye, durumu anlamaya çalışarak.




Aliço, derin bir nefes alarak, "Bakıyorum, iyi avcısın," dedi, Feraye'yi gözlerinden takip ederek. Bu cümle, odanın içinde gizemli bir hava yaratırken, Aliço'nun sözleri arasındaki ima, birçok soruyu beraberinde getiriyordu. Feraye'nin tepkisi, odadaki gerilimi artırarak, iki karakter arasındaki gizemi daha da derinleştirdi.




Oda, gerilimle dolup taşan bir atmosferle doldu. Feraye'nin yüz ifadesi, anlamadığını belirten ifadesiyle karışıklığı simgeliyordu. Aliço, duygusal bir alayla yanıt vererek diyaloga tansiyon katan bir ton oluşturdu.


Feraye: Anlamadım?


Aliço: Sen hep böyle güzel oyun mu oynarsın ya?



Aliço'nun sarkastik tonu, odadaki gerginliği artırdı. Feraye'nin karşılık vermesi, Aliço'ya karşı içsel bir öfke barındırıyordu.



Feraye: Bana bak, müdür oğlusun falan demem. Şu gördüğün vazoyu kafanda kırarım, çık odadan benim asabımı bozma.



Feraye'nin ifadesi, hem güçlü bir özgüven hem de içsel bir öfkenin belirtilerini taşıyordu. Odadaki atmosfer, adeta bir fırtına öncesi sessizlik gibiydi.



Aliço ise Feraye'ye karşı çıkarak, onu "güzel, agresiv, çekici ve gururlu tam bir mükemmeliyet tablosu" olarak nitelendirdi. Bu ifade, hem övgü içeriyordu hem de taşlamayla yoğrulmuş bir eleştiri barındırıyordu.




Aliço: Güzel, agresiv, çekici ve gururlu tam bir mükemmeliyet tablosu gibi. Demek böyle çekiyorsun zengin erkekleri kendine.



Feraye'nin tepkisi, Aliço'yu "iğrenç bir herif" olarak tanımlayarak açık bir antipatiyi ifade etti. Feraye'nin kararlı ifadesi, odadaki gerilimi doruğa taşıdı.



Feraye: Cidden iğrenc bir herif olduğunu biliyordum ama bu kadar iğrenç olduğunu bilmiyordum. Çık dışarı.



Aliço'nun son cevabı, bir mizahi ton içeriyordu.



Aliço: Ne o, beni kendi şirketimden mi kovuyorsun?



Bu söz, diyalogu hem mizahi bir boyuta taşıdı hem de karmaşıklığı artırdı, odadaki gerilimi daha da yükseltti.




Oda içindeki atmosfer, Feraye ve Aliço arasındaki gerilimle yoğrulmuştu. Feraye'nin yüzü, öfke ve hayal kırıklığına karışan bir ifade taşıyordu. Aliço, sakin bir tavırla karşılık veriyordu.



Feraye: Neyse, sen adam olmazsın. Sana cevap bile vermek istemiyorum, o kadar iğrençsin.



Aliço: Susmak daha kolay tabi.



Bu soğuk diyalog, gitgide ger ikisini germekteydi. Feraye, içsel bir öfkeyle Aliço'ya doğru adım attı ve sorular sormaya başladı.



Feraye: Bana bak, senin benle derdin ne açık açık söylesene?



Aliço, provokatif bir tavırla Feraye'ye birkaç adım daha yaklaşıp karşısında durdu.



Aliço: Bana bak küçük cadı. Zengin olmak hayallerini benim kuzenlerim üzerinde sınama. Yoksa karşında beni bulursun. Onlar saf olabilir ama ben aptal değilim. Ne yapar eder, onları sana yem etmem.



Bu tehditkar sözlerle Aliço, Feraye'yi kışkırttı. Feraye, sinirle elleriyle Aliço'yu iterek bağırdı.



Feraye: Çık dışarı, çık!



Aliço, olayı daha da büyütmemek adına bir şey demeden oradan uzaklaştı. Odadaki gerilim, ikili arasındaki çatışmanın ardında hâlâ sürüyordu. Feraye ise sakinleşmeye çalışarak, olayın etkilerini üzerinden atmaya ne kadar çabalasa da nafileydi.

🔥12 bölüm sonu🔥

Stockholm Sendromu Saplantı🔥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin