Yorumlarınızı merakla bekliyorum bebek taneleriiimm 💜💜🐥🐥 Bu bölüme daha çok yorum bekliyorum, çok hevessiz olmama rağmen sırf sizler için yazdım bebişlerim 🧚♀️🐥 (Bir önceki bölümde dediğim şeyi diğer bölüme bıraktım çünkü bugün sizi bekletmemek için kısa tuttum kızmayın bana 🥺 ama başka şeyler ekledim hihihii)
Bölüm 16: Ailemsin...
Saçlarımın üzerine bir kez daha sıkı bir buse kondurup hiç zorlanmadan tekte ayağa kalktı. Ben ise iyice kendimi salmış derin derin soluklanıyordum. Onunla ne zaman yakınlaşsak nevrim şaşırıyordu resmen. Özellikle de yakınlaşma çabasına girmiyorduk üstelik. Ansızın kendimizi bu hâlde buluyorduk.
Açık açık bir şeyler itiraf da etmiştik aslında ama kendimize bir isim veremiyor gibiydik. Bazen bir şeyi çok iyi bilsen de zamanı gelince gerçekleşirdi ya, hah, tam o misaldik biz. Doğru anın kendini doğurmasını bekliyorduk.
"Tabii geliriz abla. Beni özlediklerini söylediklerinde ne zaman gelmedim ki? Ama bu sefer fazladan tabak koyun masaya misafirim de olacak. Gelince yakından tanışırsınız. Tamamdır, görüşürüz abla." Karşı taraf ne dediyse duyamamıştım ama dikkatimi ona verdiğim andan beridir ne konuştuysa dinlemiştim. Bir yere gidiyordu ve beni götürecekti. Bir an gerginlikle kalbim çarptı ve oturur konuma geldim.
Telefonu yerine koyup bana döndü. "Ablam aradı, bizim eve gidince çocuklar beni de görmek istemiş, gel diyor. Genelde bazı cumalar annemlerde buluşup akşam yemeği yer ve istersek orada kalırız. Bu defa sen de geliyorsun. Zaten seni de tanıştırmak istiyordum." Panik hâliyle gözlerim irileşmişti. Ya onun ailesi de benimkisi gibiyse? Ya beni görünce "kız" gibi olduğumu düşünürlerse? Ya benim yüzümden Asef'e laf ederlerse?
"Siz hep aile arasında yapıyormuşsunuz, benim olmam doğru olmaz ki." En normal şekilde ve onu kırmadan derdimi farklı şekilde anlatmaya çalışıyordum. "Sen de artık benim ailemsin. Hem biz artık ev arkadaşı değil miyiz, seni bırakıp nereye gideceğim? Anca beraber kanca beraber!" dedi gazlayıcı bir şekilde. Ben ise dayanamayıp kıkırdadım. Ona hiç dayanamıyordum! Üstelik bana ailemsin demişti. Ben onun ailesi mi olmuştum? Onca yıllık yaşantımda benim ilk kez ailem olmuştu... Ailem... Asef... Benim ailem artık sadece Asef'ti!
"Ev arkadaşı değiliz ki." dedim aksi şekilde. Kaşları anlık çatıldı. "Nasıl değiliz? Aynı evde yaşıyoruz işte." dedi istemsizce sert çıkan sesiyle. Gidecek olmam onu rahatsız ediyor gibiydi. Bu hoşuma gitse de belli etmemeye çalıştım. "Hayır, ben senin evine çökmüş durumdayım. Tamam, evin kirası yok deyip ödetmiyorsun ama bu senin için yok, benim için değil. Faturalara yardımcı olayım, diyorum yok, diyorsun. Alış verişi ben yapayım, diyorum yine yok, diyorsun. Böyle olmaz ki Asef. Kendimi kötü hissediyorum, fazlalık gibi hissediyorum." Daha öncelerinde beni susturup kafamı karıştırdığı için hep havada kalıyordu bu muhabbet. Sonunda aydınlığa kavuşturma zamanı gelmişti.
"Kötülüğüne demiyorum ki, öğrencisin sen." Ciddi misin dercesine baktım. "Ben öğrenciyim de sen değil misin?" Anlıyordum, ailesinden yardım alıyor ve bursu var diye rahattı ama ben de halledebilirdim. "Bursunu bunun için harcamanı istemiyorum." dedi açıkça. Benim tek gelirim buydu ve bunu yüzüme vurmadan en nazik şekilde dile getirmişti.
"Ama bana zaten çok yetiyor. Biliyorsun dışarıda pek işim yok, ihtiyacım da kitaplar ve ufak tefek şeyler dışında olmuyor. En azından ev alış verişinde yardımcı olmama izin ver ki içim rahat etsin." Ilımlı ses tonumla duraksadı. İstemsiz bir hareketle dudaklarını birkaç saniye kemirdi. "Tamam, tamam istediğin gibi olsun." dedi pes etmişlikle. Buradan da zaferle ayrılmıştım!
"Bunun şerefine bu akşam yemeğe gidiyoruz, hazırlanmaya başla." Net sesiyle yine gözlerim irileşti. "Ne giyeceğim? Ne yapacağım? Yapamam ki, utanırım! Asef, ben çok utanırım!" dedim ardı ardına panikle. "Hadi hadi, oyalanma! Ne giysen yakışır zaten." Öyle biriydi ki her anda beni övecek ve utandıracak bir şey buluyordu. Hangi anın içinde olmamızın zerre önemi yoktu, her şartta gönlümü hoş ediyordu.