19. Bölüm ☄️

3.3K 236 99
                                    

Yorumlarınızı merakla bekliyorum bebek taneleriiimm 💜💜

Bölüm 19: Sadece Aşk...

Bera'dan...

İçimde bir kelebeğin kıpırtısı, yüzümde bir çocuğun şen ifadesi vardı. Kara kara düşüncelerim, korkuya meyilli fikirlerim, karamsar olmaya yatkın kişiliğim kuş olup uçmuştu. Ben işlenmeye hazır altındım, Asef de beni görmüş, anlamış ve işlemişti. Elbette ki hâlâ noksanlarım vardı ama bir bir yerini güzelliklere bırakıyordu. Beni hayata yeniden döndürmüş, yaşam nefesim olmuştu.

Ben karanlık bir kuyuda çırpınmaya ve kurtulmaya bile korkarken o bana ip sallamamış, benim için korkusuzca kuyuya atlamıştı. Her işi kendisi çözmemiş veya hazıra konmamı sağlamamıştı. Varlığıyla ışık olmuş, ilk önce korkumun önüne geçmişti. Sonra omuzlarına bindirip kuyudan çıkmamı sağlamıştı. O, elinden tutup da ölüme bile gidilebilecek birisiydi. Ne yarı yolda bırakır ne de olmazlara inandırırdı. İşin sonuna kadar yanında olur, olacakları en doğrucu şekilde anlatırdı. İşte bu yüzden ona şüphesizce güveniyordum. Ona güvenmek belki de dünyanın en kolay şeyiydi. Oysaki ben kolay kolay insanlara bile güvenemezdim. O benim inandığım karanlık gerçeklerin üstüne bir kırmızı çizik atmış ve öldürmüştü, bana da temiz bir sayfa açmayı öğretmişti.

Eve geldiğimizde üzerimde hâlâ onun uzun tişörtü vardı. Özellikle onu çıkarmamış ama altıma pijamamı giymiştim. Onun olan bir şeyin üzerimde olması hoşuma gitmişti. O, o kadar iri ve ben, bu kadar ufakken tişörtü bana çok büyük gelmişti. Bu ufacık detaylar bile beni o kadar mutlu ediyordu ki anlatamazdım; çünkü hislerimi anlatabileceğim kelimeler uçup gitmişti.

Anlıyordum ki onun da çok hoşuna gidiyordu. Çünkü giydiğim andan beridir durup durup bana bakıyor ve içi gidercesine gülümsüyordu. O odada beni öptüğünden, biz öpüştükten sonra allak bullak bir ifadeyle birbirimize uzun uzun bakmıştık. Odadan çıkmak ikimiz için de zor olmuştu. Sürekli kıkırdamak ve biz öpüştük deyip tekrardan öpmek gelmişti içimden. Tabii bunları yapamayıp sadece ailesinin yanında uysalca oturmuştum. Çok geçmeden de eve gelmiş ve odalara üzerimize değiştirmek için girmiştik.

Şimdi ise süzüle süzüle salona gidiyordum. Asef'in çoktan salona gittiğini ayak seslerinden anlamıştım. Onun yanında kendimi bıcır bıcır o küçük sevgili gibi hissetmeye çoktan başlamıştım. Bana kendimi rüyalarda gibi hissettiriyordu. Kabusun içinde yaşayan biri olarak bir rüyayı yaşamak mucizevi geliyordu. Hayatım bambaşka bir şeye evrilmişti kısacık bir zaman diliminde. Ve bunların hepsi sadece onun sayesindeydi. Benim için o müdürü bile boş geçmemiş ve hak ettiğini yaşatmıştı. Ben ömrümce böyle yürekli birisiyle tanışmamıştım.

Büyük adımlarla yürüyüp salonun kapısının önünde duraksayıp ona bakmıştım. Rahatça oturmuş ve kafasını geriye atmış tavana bakıyordu. Çıkık adem elmasına istemsizce yutkunarak baktım. Bembeyaz, mermer gibiydi teni. Boynunun yan tarafındaki bene gözüm takıldı. Tam o noktadan sıkı sıkı öpmek istiyordum. Onun bana içi gittiği gibi benim de içim ona gidiyordu.

"Ne kadar daha öylece duracaksın bebeğim?" İçli bir nefes çektim sesini duyunca. Duruşunu düzelttip gözlerime uzun uzun baktı. "Çok yakışıklısın biliyor musun? Ben de öyle seni izliyorum işte, manzara misali anlarsın ya?" Ses tonun onunla konuşurken istemsizce cilveli bir hâl alıyordu, elimde değildi. Aşık insanlar hep böyle mi oluyordu acaba?

"Gel buraya." dedi keyifli bir ses tonuyla. "Nereye?" diye sorunca bacağına doğru iki kere patpat yaptı. "Kucağıma, olman gereken yere." Şuh bir kıkırtı çıktı dudaklarımın arasından. "Eh, geleyim bari." Gülümseyerek yüzüme bakıyordu. Ben de yine gözlerimi aheste aheste süzerek bakıyor ve hafifçe tebessüm ediyordum. Sanki parmak uçlarımda yürüyor gibi süzülerek karşısına gelmiş ve bacaklarımı iki bacağının yanına koyarak kucağında yerimi almıştım. Benim için ne kadar heyecanlı bir şeydi anlayamazdı!

Bera (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin