28. Bölüm ☄️

1.2K 80 100
                                    

Yorumlarınızı eksik etmeyiniz, iyi okumalar bebek tanelerimm 💜💜

Bölüm 28: Sonsuzluktan Başlangıca

Korku muydu bedenimi ele geçiren bu amansız sızı yoksa suçluluk hissi miydi? Neydi beni bu denli ürperten? Kolumdaki el ve gözlerime sertçe bakan gözler miydi her şeyin bana bittiğini hissettiren? Neydi bu hisler, ne anlamı vardı? Bilmiyordum, bu yoğun hisler aynı zamanda sonuca ulaşmama mani olan şeydi.

Gözlerinden, gözlerimi çekemiyor ama gözlerine bakmanın da zorluğu ile sınanıyordum. Ondan kaçamazdım çünkü o benim en çok tutsak olmayı sevdiğim evimdi ama bana öfkeyle ve hayal kırıklığı ile bakmasına da dayanamıyordum.

"Ben, sana hiç güvenemeyecek miyim?" İlk kez beni kırmaktan gocunmuyordu, ilk kez bile isteye canım yansın ve kendime geleyim istiyordu. Hele bir de öyle bir hayal kırıklığına uğramıştı ki o şekilde bana bakarken yalnızca canım yanıyordu.

"Asef..." Cümlemin devamını bile getirememiş ve öylece kararmış gözlerine bakmıştım. "Nerede o? Nerede bekliyor seni?" Ona anlatacak olduğum şeylerle ilgilenmiyordu bile. Şu an tek amacı Akif'i bulmak ve ortadan kaldırmaktı. Öfkeliydi ve öfkesi bedenini aşmış durumdaydı. Kolumu tutan ve sert tuttuğundan bile habersiz olan hâlinden anlayabiliyordum.

"Cevap ver!" İrkilmiş ama yine de cevap verememiştim. Ölüme yürümesine izin veremezdim. Ellerimle onu bir katile itemez, onun avuçları içine bırakamazdım. Asef güçlüydü ve o kavgada yıkılmazdı ama karşı taraf adil bir savaşçı değildi. İlk fırsatta zarar verebilecek kadar gözü dönmüş birine sevdiğim adamı verecek değildim.

"Bera!" Bağırışı etrafta yankılansa da gözlerimi yalnızca birkaç saniye yummuştum. "Seni, ona yollamayacağım. Sen nasıl ki beni bir katile yollamak istemiyorsan ben de bunu yapmayacağım." Kararlıydım ve fikrimden dönmeyecektim. Haklı olup olmamakla ilgilenmiyordum, yalnızca sevdiğim zarar görmesin istiyordum.

"Bulamayacağımı mı zannediyorsun? İğne deliğine de bakar yine onu bulurum beni tanımıyor musun?" Öfkeden deliye dönmüş bir hâldeydi. Gözleri öyle deli deli bakıyordu ki içim korkuyla alarm vermeye başlamıştı. Bana bir şey yapacağından değildi bu korkum çünkü zaten bana bir şey yapmayacağını biliyordum. Benim korkum bu delilikle kendisini yakmasıydı.

"Seni tanıdığım için zaten susuyorum ve bunca zaman sakladım. Bana, ne dersen de ya da istediğin kadar suçla ama seni ölüme yollamayacağım." İlk kez karşısında dimdik duruyordum. Onun için kendimden vazgeçmem gerekiyorsa vazgeçmeye hazırdım. Bu uğurda benden vazgeçecek olsa buna bile hazırdım çünkü bana olan aşkı için hayatının kararmasına ve bu yüze başına bir iş gelecek olmasına izin verecek değildim.

Bencillik ya da fedakarlık nereden tutarsak oraya çekilirdi bizim ilişkimiz. Kimi zaman korkularım yüzünden benim için her şeyi göze alan adamı hayal kırıklığına uğratmış ve onu çokça yıpratmıştım fakat bu da elimde olan bir durum değildi. Köpek kulübesine reva görülecek bir hayatım varken, bir kez olsun sevilmemişken birinin beni sevmesi bana mucize gibi geliyordu. Onun sevgisinden emindim, sorun da zaten benim kendimi sevemiyor olmamdaydı. Kendisini sevemeyen insana dünyaları da sunsanız bunu ona inandıramazdınız. Ben, onunla sahiden de iyileşiyordum ama birkaç ayda hayatım pembe bir buluttan ibaretmiş gibi bir hâle evrilemezdim.

Fakat olan her şeye rağmen çoğu şeyi kendi içimde yenmeye başlamıştım. En azından çabalıyordum ama bu durum bambaşkaydı. Şartları tersine çevirirsek eğer Asef de tam olarak bunu yapardı. Nitekim şu an yaptığı da tam olarak buydu. Ben, o zarar görmesin diye kendimi belki de tehlikeye atıp olayları saklıyordum bu doğruydu ama o da tam olarak bunu yapıyordu. Benimkisi saklı olansa onunkisi göz önünde olandı fakat o da benim için aynı şekilde ölüme yürüyordu. O güçlüydü ama yıkılmaz değildi. Düşmanın kör kurşununa, arkadan bıçaklayışına dağ olsa direnemezdi. Ben, onun için ortaya canımı koyuyorsam onun yaptığı da tam olarak buydu. Sadece ben gizli yapıyordum, o da göz önünde.

Bera (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin