3 ~

381 88 11
                                    

Kütüphanede vakit geçiren kardeşler yemek saatinin gelmesi ile aşağı indiler. Jisung geldiğinde tattığı şefkat çok hoşuna gittiği için Hei'ye yakın oturmuştu. Hei ona gülümseyip daha da yaklaşıp yavaşça saçlarını okşadı. Jisung içinden bütün bunların hepsi rüya olmasın diye dua ederken Bay Bang eve geldi. Jisung en çok baba figürünü merak ediyordu. Zira kendinin bununla ilgili küçücük yaşına rağmen pek iyi anıları yoktu.

Hei her zamanki gibi eşini karşılamak için ayaklandı. Jisung'ta ilk defa göreceği için hem heyecan yapmış hem de biraz telaşlanmıştı. Bay Bang ise bu oğluna tıpatıp benzeyen kimsesiz çocuğu çok merak ediyordu. Hiç şüphesiz evde Hannie'ye en düşkün olan oydu. Küçük oğlunun ölümü en çok onu yıksa da tüm aile için ayakta kalması, güçlü görünmesi gereken kişi oydu. Ne kadar güçlü görünse de bir gecede ağrayan saçları yaşadığı yıkıntının eseriydi.

Bay Bang eşine sarıldıktan sonra ilerledi. Karşısında  gördüğü küçük oğlan onu dumura uğratmıştı. Ağzını açıp tek kelime edemedi halbuki bu ana  kendini ne çok hazırlamıştı. Yavaşça ilerledi, küçük olanı ürkütmek istemiyordu ama yüreğindeki özlem alıp bağrına basması için çığlık atıyordu.

"Hoş geldin oğlum" dedi. Bu hitap öylesine söylenmiş bir hitap değildi.

"Hoş buldum efendim"  diyerek selamladı.

"Ah efendim deme lütfen sen artık bu evin bir üyesi bizim küçük oğlumuzsun."

"Teşekkür ederim."  Jisung parlak gözleri ile bakmıştı babasına işte bu Bay Bang için kopma noktası olmuştu. Bay Bang, Jisung'a yaklaşıp onu bağrına basıp "oğlum" dedi.

Hannie ölmeden önce babasına sarılmak istemişti. O esnada önemli bir telefon görüşmesi yapan Bay Bang oğlunun isteğini geri çevirmişti. Hannie ısrar etmişti "ama baba lütfen çok sarılasım geldi" demişti. Bay Bang ise sonra bebeğim demiş geri çevirmişti. Üzgün gözlerle çıkmıştı oğlu, en son hatıladığı bu üzgün gözlerdi. 

Chan babasının güçlü görüntüsünün altında yatan derin yaranın farkına çok sonradan varmıştı. Hei kocasının dolu gözlerini en son Hannie öldüğünde görmüştü, acısını sessizce yaşardı.

Jisung ise sıcacık baba kucağını şaşkınlığını yaşıyordu.  Bugün kalbi sürekli ağır duygular yaşıyordu. Onun için baba figürü korkuydu, aç kalmaktı ve en kötüsü dayaktı. Babası ile birlikte halasının yanında kalıyordu. Annesi Jisung doğduktan bir yıl sonra ölmüştü. Babası kendini alkole vermiş karısının emaneti olan bebeğini görmezden gelmişti. Annesi ile aynı hastalığa yakalanan halası bazen hastanede kalmak zorunda kalırdı. İşte bu zamanlarda öğrenmişti sessiz ağlamayı, açlığı, korkuyu, dayağı hatta birgün babasının gözü o kadar dönmüştü ki küçücük çocuğu yerden yere vururken son anda yetişti halası, o cani adamın elinde perişan olan yüzü gözü kan içinde kalan miniği  kurtardı. Onu iyileştirdi fakat zamanı azdı kardeşi ile konuşup onu bir yetimhaneye bırakmaya ikna etti. Eğer bırakmamış olsaydı kardeşi gittiği yoklukta onu da birlikte götürüp minik çocuğu öldürecekti. Babasının ona yaptığı tek iyilik kendisiyle birlikte onu ölüme sürüklememek olmuştu.

Jisung babasına hiç sarılmamıştı. O yüzden bu sıcak şefkat dolu kucak ona çok yabancı gelmişti. Baba sıcaklığını ilk defa tatmıştı. Tanrım bu güzel rüya hiç bitmesin dedi. Bay Bang yavaşça geri çekildi. Gözleri dolu dolu olan oğlanla göz göze geldi.

Chan bu kadar duygu patlaması yaşanan ortamı yumuşatmanın zamanı geldiğini anlamıştı. "Evet güzel ailem şimdi yemek vakti sonrasına bahçede oturup bol bol sohbet edelim aile saatimizi yapalım."

Hei hemen Jisung'un yanına gelmiş saçlarını okşayıp bir öpücük vermişti. "Gel oğlum en sevdiğin yemekler neler, nelere alerjin var tam bilmiyorum ama sevmediğin ya da sana dokunan bir şey varsa dile getirmekten çekinme."

All of me/ MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin