Kareoke gününün üzerinden çoktan bir ay geçmişti. Sınıfın arkadaşlık ilişkileri Chan, Changbin ve Jisung gelmesi ile daha çok sağlamlaşmıştı.
Sınıf son yılın getirisi olan sınava yoğunlaşırken aynı zamanda sosyal faaliyetlerine de devam ediyorlardı. Gösteri eğitim öğretim yılının ilk tatil olan yaz tatili öncesi sergilenecekti. Daha iki ay vardı.
(Kore'de akademik yıl mart ayında başlayıp şubat ayında son bulur. İlk dönem, mart-temmuz aylarında beş ay sürer ve bunu bir aylık yaz tatili izler. İkinci dönem eylül ayında başlar ve şubat ayında sona erer ve Aralık ayının ortasında başlayan ve Ocak ayı sonunda son bulan bir buçuk aylık bir kış tatili olur.)
"Sınav sonuçları açıklanmış" diyerek sınıfa girmişti Felix.
"Nasıl?"
"Sen birinci değilsin Seungmin"
"Hımm" diyerek önündeki kitaba tekrar döndü. Seungmin bu sonucu bekliyordu kafası fazlasıyla doluydu. Chan dönmüştü fakat hiçbir şey hayal ettiği gibi olmamıştı. Chan bütün arkadaş grubuna gayet yakınken kendisine karşı hep mesafeliydi. Kafası bu konuyla oldukça meşgul olduğu için derslere olan ilgisi düşmüştü. Jisung, Seungmindeki değişikliği fark etmişti. Gözleri dalmış ona bakarken birden Felix'in ona seslenmesi ile bakışlarını ona çevirdi.
"Seni ayrı asmışlar ama fullemişsin."
"Biliyorum ama yine de baktığın için teşekkürler"
"Nasıl biliyorsun ya?"
"Sorular çok basiti hata yapmam pek mümkün değildi"
"Bu kadar ego dolu bir cümleyi hiçbir ego taşımadan söylemek sana özel galiba" dedi Jungkook.
"Ruhu mütevazi ne olursa olsun Jisung'un bu yönü değişmeyecek gibi" dedi Minho yanlarından geçerken.
Jungkook ile Minho arasında değişik bir rekabet vardı.
İkisininde Jisung'a olan duyguları farklı değildi. Bazen Chan kadar koruyucu birer abi olabiliyorlardı ama ikisi de aşırı kıskançtı. Jisung'u sürekli birbirlerinden kıskanıyorlardı. Hatta bazen abartıp Chan'dan bile kıskandıkları oluyordu. Jisung onların bu haline çok gülüyordu.
"Bugün günlerden perşembe en sevdiğim gün" dedi Jungkook.
"Bitirdin mi hyung kitabı?"
"Evet bitirdim sincap sen bitirdin mi?"
"Bitirdim çok güzeldi hala etkisindeyim. Siddhartha ve Govinda dostlukları hakkında seninle konuşmak için sabırsızlanıyorum."
"Seni en çok etkileyen ikisinin dostluğu mu oldu?"
"Aslında hayır yani önünde ona sunulmuş en yüksek makamlı bir hayat varken başta ona hayran olan brahmaları sonra yıllarca derin eğitimle öğrendiği öğretileri sorgulaması ve hepsine arkasını dönüp kendi düşüncelerinin peşine gidebilmesi çok etkileyiciydi."
"Ruhunun rahat olmadığı seni derin bir boşluğa düşürdüğünü düşündüğün yer bir sarayda olsa bazen bırakmak ya da bırakacak kadar cesaretli olmak gerekir."
"Off çok konuşacak şey var dersler bitsin bir an önce" diyerek düşürdüğü omuzları büzdüğü dudakları ile çaprazda üç sıra öndeki Minho'nun dikkatini çekmişti. Sınavlarla ilgili yanına gelen Soonja ile konuşuyordu fakat bir türlü dikkatini ona veremiyordu. Jungkook hızla onun yerini alıyordu. Nihayet Jia'nın Soonja'yı çağırması ile soluğu konuşan ikilinin yanında aldı.
"Hayırdır sincap neden somurtuyorsun?" diyerek elini Jungkook'un omuzuna koydu.
"Bu hafta konuşacağımız kitap için çok heyecanlıyım ama hala üç ders var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
All of me/ Minsung
Fanfiction"En kötü çılgınlığım, ritmim ve kederimsin Şarkı söylemeyi bırakamam Kafamın içinde çalıyor ve orda sen varsın Kafam suyun altında ama iyi nefes alıyorum Sen çılgınsın ve ben aklımı kaçırdım Çünkü her bir zerrem Senin her bir zerrene aşık" Kitaplar...