Sabah ev halkı Jeongin ve Felix'in bitip tükenmek bilmeyen enerjisi ile uyanmış yarı uykulu kahvaltılarını yapmışlardı. Felix'i öğlen sıcağını evde geçirmeye ikna etmişlerdi. Şu an herkes bulduğu yerde sevgilisi ile şarmaş dolaş uzanıyordu.
"O yakışıklı beyefendi sizin neden yalnızsınız" diyerek Hyunjin'e takıldı Jeongin.
Hyunjin ise gayet ciddi bir ifadeyle "Aptal tilkimin bana gelmesini bekliyorum" demişti.
"Ooo hyunjin bey siz tilkinizi çağırdınız da o gelmedi mi?"
"Haklısın tilkimi güzel bir şekilde çağırmam lazım. O zaman...."
"Şşşş şimdi değil zaten damatlardan yeterince rol çalındı bir de biz çalmayalım. Malum kısa olan pek bir kıskanç hıh"
Hyunjin onun bu tatlı haline güldü, insan Jeongin'in yanında asla yaşlanmazdı. Öğleden sonra Felix'in sızlanmaları ile en sonunda plaja gelmişlerdi. Jisung yanında getirdiği kremleri bütün arkadaşlarına tek tek verdi.
"Amaç reklam yapmak değil önce onu belirteyim. Bütün güneş kremlerini test edip etkili bir krem yaptım. Cildinize en büyük zararı ultraviyole güneş ışınları verir. Şimdi güzelce kremlenin öyle girin ve diğer kremlerinizi kaldırın gözüm görmesin."
"Ben zaten senin markanı kullanıyorum bebiş, en iyi arkadaş ödülünü alırım artık"
"Jeongin sana bir çanta ürün hediye ettim o yüzden kullanıyor olabilir misin?"
"Senin burda rolün, bana arka çıkıp şu topluluğu kıskandırmaktı Hanji" diyerek trip atıp denizin yolunu tutmuştu.
Denizde eğlenceli vakit geçiren grup akşam yemeği bahane ederek çift olarak takılma kararı almıştı. Minho, Jisung'u deniz ürünleri olan bir yere getirmişti. Dün gece birbirlerine açıksalar da dünden bu yana öpüşmemişlerdi. Jisung adım atmaya çekiniyor, Minho ise onun adım atmasını bekliyordu.
"Şey ben aslında şu loveland'ı merak ediyorum" Jisung'un utana sıkıla söylediği şey Minho'yu güldürmüştü. "Bende merak ediyorum yıllar geçmiş Jeongin hala lafını yapıyor, insanı zorla merak ettiriyor". Yemeklerini yedikten sonra açık hava seks müzesi olan yere gelen ikili, pozisyonlara bakarken müzenin tam ortasında kamasutra kitabından esinlenilmiş en dikkat çekici heykelin önüne gelmişlerdi. Heykel tam orta noktadaydı diğer bölümlerden gelen herkes bu orta noktaya çıkıyordu. Jisung heykele bakarken aralardan gelen tanıdık simalar ile gözlerini ayırmıştı. Bütün grup orta noktaya gelmişti. Hepsi birbirine bakıp gülüyordu.
"Şu an en sevindiğim olay Jeongin'in burada olmaması, görse elli yıl dalga geçerdi".
"hahahahhahaahah böyle bir şeyi kaçırsam elli yıl üzülürdüm" Jeongin'in görüntüsü yoktu ama sesi gelmişti. Etrafa bakıp Jeongin'i göremeyen Changbin "az önceki sesi tek ben duymadım değil mi?"
"Merak etme düğün öncesi kafayı yemedin hepinizi önceden gördüm o yüzden sakladım" heykelin cam kısmından sızıp ara bölmesine giren Jeongin dışarı çıkmıştı. "Hepinizin sapık ruhunun sizi buraya sürükleyeceğini biliyordum. Eeee söyleyin bakalım en favori heykeliniz hangisi"
"Jeongin ekini heykelin poposundan çekip konuşsan dikkatimi dağıtıyorsun" dedi Seungmin.
"Oğlum hadi biz çiftiz geldik pozisyon öğrenelim dedik senin derdin ne sağ elin nasır bağlayacak"
"Chan hyung sen olaya müdahil olma ya çok bel altı vuruyorsun hem nerden biliyorsun bekar olduğumu. Neyse damatlardan rol çalmamayım."
Müze gezisini tamamlayıp geç saatlerde bara giden ekip burada eğlenmeye başlamıştı. İçkinin hızla kana karıştığı barda geniş bir bölümde takılan grup, tek tek dans pistinde yerini almış eğlencenin doruk noktasına vurmuştu. İki bardakta sarhoş olan Jisung, Minho'nun beline sarılmış uyukluyordu. En son piste çıkan Felix ve Jeongin ile baş edemeyeceklerini anlayan ekip taksilerle eve dönmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
All of me/ Minsung
Fanfiction"En kötü çılgınlığım, ritmim ve kederimsin Şarkı söylemeyi bırakamam Kafamın içinde çalıyor ve orda sen varsın Kafam suyun altında ama iyi nefes alıyorum Sen çılgınsın ve ben aklımı kaçırdım Çünkü her bir zerrem Senin her bir zerrene aşık" Kitaplar...