"Oooo kimleri görüyorum?" dedi Minho kelimeleri uzatarak.
"Kimleri gördün acaba yaprağım" Seungmin bu aralar Minho'ya karşı ayrı bir bileniyordu.
"Sakin ol dostum sadece iletişim kuruyorum."
"Jisung ne geziyorsun bu saatte dışarıda?" Chan kaşlarını çatarak sormuştu.
"Annemlerden izin aldım." dedi Jisung sakin bir ses tonu ile.
"Bana da haber versen iyi olurdu."
"Annenlere haber verdi ya sana neden ayrıca haber versin ki?" diyerek aynı şekilde tek kaşı kalkık cevap verdi Changbin.
"Senlik bir durum yok Changbin ben şu an Jisung ile konuşuyorum."
"Annemin ve babamın haberi var ayrıca zaten Changbin hyung yanımda olduğu için izin verdiler. Bunun için özel olarak sana haber vermeme gerek yok diye düşündüm yoksa senden de mi izin almam gerekiyordu?"
Chan birden saçmaladığını fark edip kendini toparladı. "Hayır her zaman birlikte gittiğimiz için akışkanlık olmuş." dedi.
Jungkook ortamı dağıtmak için "ee ne yapıyorsunuz Namsan'da?"
"Dostum bizim gezdiğimiz belli asıl siz ne yapıyorsunuz kız arkadaşlarınız ile sonsuzluk kiliti mi takıyorsunuz?" diye sorduğu soruya pişman etti Hyunjin.
"Aynen öyle yapıyoruz" diye elindeki kiliti gösterdi Minho. Hepsi az önce kilit takmamış gibi tiksinir bir ifadeyle baktılar.
"Neyse biz daha dolaşacağız saat 22.00 'ye kadar Jisung'un izni var. Eve güvenle bırakırım." dedi Changbin ve Felix'in elini tutup yürümeye başladı.
"Oo yeni dedikodu malzememiz çıktı" dedi Soonja. Diğer kızlar ona katılarak güldüler. Jisung geçen sefer de muhabbetlerine zor tahammül ettiği kızlara daha fazla bakmadan abisine "görüşürüz evde" diyerek gitti.
Biraz daha takılıp Changbin'in onu eve bırakması bugünü sona erdirmişti. Eve geldiğinden bir sessizlik hakimdi. Annesi ve babası henüz gelmemişti. Odasının yolunu tuttu. Duşunu aldı ve pijamalarını giyip eline aldığı kitapla yatağa geçti. Jisung bir süre sonra ilk defa bu kadar çok gezmiş olduğu için yorgun düşüp uyudu.
Günler hızla geçiyordu. Şimdiden ilk tatil gelmiş çatmıştı. Tiyatro için son hazırlıklar yapılıyordu. Sınavlar içinde yoğun tempo olduğundan Jisung iki haftadır kitap kulübüne gidemiyordu.
"Okul idaresinin öpüşme sahnesini istememesi kötü oldu." dedi Chan, Minho'ya takılarak.
"Çok bağnaz ve geri kafalılar, neymiş sonuçta bu gerçek bir tiyatro değilmiş, her şeyi bire bir canlandırmaya gerek yokmuş. Belki biz bundan sonraki kariyerimizi bu yönde yapacağız nerden biliyorlar."
"Oyuncu mu olacaksın?"
"Yok oğlum ya lafın gelişi söyledim."
"Bütün okul önünde sergilenecek değil mi?" diye sordu Jungkook.
Geçen iki aylık sürede Minho, Chan ve Jungkook daha da yakınlaşmıştı. Kız arkadaşları birlikte takılmayı sevdiği için sık sık birlikte takılır olmuşlardı. Bu takılmaları okulda da kendini göstermiş birbirleri ile sık sohbet eder olmuşlardı.
"Evet maalesef! İngilizce tiyatroyu tüm okulda sergilemek ne kadar mantıklı bir davranışsa artık"
"Muhtemelen izleyici olarak önemli konuklar çağıracaklar, ciddi hazırlıklar vardı." dedi Chan.
"Siz ne yaptınız şarkıyı?"
"Her şey hazır Jungkook ve Jisung seslendirecek."
"Oğlum Jia ile seslendirseydin daha güzel olurdu" dedi Minho. Çok yüksek sesle söylemese bile sınıfta birden oluşan sessiz ortam yüzünden herkes duymuştu. Duyanlara Jisung'ta dahildi. Fakat konuşmaya devam eden grup bunun pek farkında değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
All of me/ Minsung
Fanfiction"En kötü çılgınlığım, ritmim ve kederimsin Şarkı söylemeyi bırakamam Kafamın içinde çalıyor ve orda sen varsın Kafam suyun altında ama iyi nefes alıyorum Sen çılgınsın ve ben aklımı kaçırdım Çünkü her bir zerrem Senin her bir zerrene aşık" Kitaplar...