Jisung konuşmalara pek dahil olmasa da akşam güzel geçmişti. Chan'ın arkadaşları beklenildiği kadar sıcak bir karşılama yapmamışlardı. Belki de kendisi aşırı çekimser olduğu için bu şekilde düşünmüştü. Jeongin çok çabuk uyum sağlamıştı. Eve geldiklerinde daha anne babaları eve gelmemişlerdi.
Jisung okul için hazırlık yapmak istediğinden hyungunun kapısını çalmış ders programını istemişti.
"Ders programı mı?"
"Evet hyung, yarın ilk okul günüm derslerde kitaplarım olmadan rahat edemem."
"Kitaba ihtiyaç duyuyor musun ya?"
"Ben duymuyorum ama öğretmenler duyuyor. Kitabın yoksa sen neden geldin favori cümleleri biliyorsun. Tamam bazıları için kitap şart ama beni de es geçmiyorlar işte."
"Haklısın, dur bizimkilere sorayım açıkçası bende uzun zaman sonra ilk defa yarın okula gideceğim."
"Hyung benim için kendini buna zorlama 20 yaşında liseye gitmen zorlayıcı olacak biliyorum."
"Zaten Kore'de mezuniyet yaşı 19 yani öyle çok çok büyük değilim diğerlerinden hem zaten çoğu eskiden beri arkadaşım."
"Tamam hyung sen nasıl iyiysen öyle olsun beni sorun ederek kendi hayatını etkilemeni istemem zaten sürekli benimle ilgileniyorsun. Seni hayatını engellemekten korkuyorum."
"Gel buraya" diyerek yanına otutturdu Jisung'u. "Bak ben seni bulduğum için çok mutluyum seninle ilgili her şeyi içimden gelerek yapıyorum sen benim gerçekten kardeşimsin asla kendini yük gibi hissetme tamam mı?"
"Tamam hyung... aslında çok zaman olmadı ama gerçekten seni çok seviyorum hayatımda ilk defa güven duygusunu tattım çok güzelmiş iyiki yanımdasın"
Chan, Jisung'a bir kez daha sarıldı. Artık o kabusu görmek istemiyordu. Jisung ikinci şanstı Hannie'de yaptığı hatayı tekrar yapmayacaktı.
Jisung odasına geçip yatağına yattı yarın okuldan sonra çok işi vardı annesi ile odasını düzenleyecek birlikte vakit geçireceklerdi. Aslında bir sürü çalışan vardı ama Hei oğlu ile birlikte düzenlemeleri yapmak onu daha yakından tanımak istiyordu.
Bang evi sessiz ve huzurlu bir uykuya dalmıştı. Misafir odası diye basite indirgedikleri odada bile Jisung mışıl mışıl uyuyordu. Yıllar sonra bu kadar rahat ve huzurlu bir uyku çekiyordu.
Aynı kattaki Chan'ın odasında işler pek iyi değildi. Chan yine gördüğü kabusla uyanmış kendine gelmeye çalışıyordu. "Lütfen artık huzur ver hiçbir şey benim suçum değildi lütfen." Bu durum iyice can sıkıcı olmaya başlamıştı. Uyku düzeni bozulmuş insomnia hastalığına yakalanmıştı. Gördüğü kabuslar onu uykusundan uyandırıyor saatlerce uyanık kalmasına sebep oluyordu. Ayağa kalktı Jisung'un uyuduğu odaya girdi. Küçük olan huzurla uyuyordu. Yüzündeki bene tekrar baktı. Ses tonu, gülüşü, huyları her şeyi birebir benziyordu hatta kokusu kokusu bile aynıydı. Şu yüzündeki ufacık nokta olmasa asla ayırt edemezdi. Ellerini saçlarının arasına daldırdı ve kafasını eğdi. Bu nasıl bir olaydı bu yetim çocuk ve kardeşi nasıl bu kadar aynı olabilirdi aklı almıyordu. Biraz daha oturduktan sonra kalkıp odasına geçti zorda olsa tekrar uyumaya çalıştı.
Sabah alarmı ile uyanan Jisung hala telefonunu kullanmaya alışamamıştı. Alarmı kapatıp yüzünü yıkayıp hazırlandı. Abisi, babası ve annesi hala kalkmamıştı. Salona inip abisinin hediye ettiği serinin ilk kitabının açıp okumaya başladı. Kendini kaptırmış okurken önce babası geldi.
"Günaydın oğlum erkencisin?"
"Günaydın baba bu saatte kalkıyorduk yurtta, bende en çok bu saatte kitap okumayı sevdiğim için güzel bir alışkanlık oldu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
All of me/ Minsung
Fanfiction"En kötü çılgınlığım, ritmim ve kederimsin Şarkı söylemeyi bırakamam Kafamın içinde çalıyor ve orda sen varsın Kafam suyun altında ama iyi nefes alıyorum Sen çılgınsın ve ben aklımı kaçırdım Çünkü her bir zerrem Senin her bir zerrene aşık" Kitaplar...