28~

335 81 26
                                    

Jisung, Minho'nun tavrına sınava kadar anlayış gösterme kararı almıştı. Ah hadi ama anlayış göstermeye hakkı var mıydı ki? Oyun için öpülmüşlerdi, Jisung için özel olsa da Minho için pek anlam ifade etmiyordu. Bunun farkındalığı ile oldukça bozuk bir moralle okula geldi. Son iki gündü cumartesi sınav vardı. Bugün okulun özel olarak yaptığı bir sınava gireceklerdi. Tüm sınıf bu yüzdem eksiksiz okula gelmişti.

Sınıfa girerken kısık sesle "Günaydın" diye mırıldandı. Onu duyan birkaç kişi "günaydın" diye karşılık vermişti.

Herkes gayretle konularla ilgili bir şeyler konuşup bildiklerini diğerine aktarmaya çalışıyordu. Jisung ise kafasını sıraya koymuş sadece sınav bir an önce olsa da gitsem diyordu.

"Jisung'a bak en rahatımız o, onun yerinde olmak isterdim."

Jisung duyduğu sesi tanıdığı için kafasını kaldırıp bakmadı. 'Bende senin yerinde olup Minho'ya bu kadar yakın olmak isterdim ama her istediğimiz olmuyor işte' dedi içinden.

"Ağzında altın kaşıkla doğmak çok farklı bir şey, bu kadar şanslı olmayı çok isterdim."

"Bana ve hayatıma kafa yoracağına önündeki kitapla ilgilenmeni tavsiye ederim zira senin işine yaracak olan o, benim hayatım değil" kaldırdığı kafasını tekrar koymuş söylemeye devam etmişti "altın kaşıkmış hıh insanların hayatları hakkında konuşmak ne kadar kolay."

"Niye öfkelendi ki bu kadar?" dedi Hwa.

"Kendisi ile ilgili konuşulmasından pek hoşlanmıyor." dedi arkadan biri.

"Bunlar hayatın gerçekleri buna alışması lazım."

"Şu çeneni kapatır mısın artık amacın be sınav öncesi beni mental olarak yorup başarız olmamı sağlamak mı? Şayet onun içinse benim zekam duygu halimden etkilenmiyor boşuna kürek çekip çekme ve beni de gereksiz yere meşgul etme."

"Sakin ol Jisung ne bu öfke"

"Beni uyarmak yerine, geldiğim andan itibaren benimle uğraşan ve boş konuşan yanındaki kişiyi uyarsan nasıl olur."

"Onu da uyaracaktım ama sen çok öfkeli olduğun için önce seni uyardım"

"En başında onu uyarsan ben zaten boşuna bu kadar sinirlenmem."

Chan ve Changbin içeri girmişti. Jisung'un öfke ile konuştuğunu görünce şaşırmışlardı.

"Ne oldu neye kızdın böyle?"diye sordu Chan.

"Zaten uykusuzum geldim sessizce yerime geçtim. Biri gelmiş ne rahatsın, ağzında altın kaşıkla doğmuşsun diye boş boş konuşuyor ona cevap verince diğeri atlıyor, koşulsuz koruması lazım yanındaki kişiyi, onu uyarmak yerine beni uyarıyor. Neyse ya rahat bırakın beni."

Minho ağzını açacakken Chan el işareti ile onu susturdu. Felix, Jisung'a üzgün gözlerle bakıyordu. Jisung ise kimsenin görmediği bir damla yaşı siliyordu. Öğretmenin gelmesi, kitapçıkların dağıtılması ve çalan zil ile sınav başlamıştı. Jisung çok rahat bir şekilde sınavı bitirmiş sürenin dolmasını bekliyordu. Süre dolduğu an kitapçığını bırakıp okuldan hızla çıkmıştı. Eve gelip akşam yemeğine kadar aşağı inmedi. Deftere bu defa gözyaşları ile duygularını yazdı.

Sınav günü gelmiş çatmıştı. Sınava giren öğrenciler sınav çıkışı uyumayı tercih ettikleri için bugün takılmama kararı almışlardı. Jisung sınavdan sonraki süreçte bir defa Minho'yu görmüştü. Kafede buluştuklarında Minho Jisung'a yine yakın davranmıştı. Jisung buna sevinememişti bile. Minho ciddi anlamda algılarıyla oynuyordu.

All of me/ MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin