Başlamadan önce yıldızımızı parlatmayı unutmayın.🤍
Ceza - SusPus
🖤
"Kahretsin!" Söylene söylene indiğimde hızlı ama sessiz adımlarla girdiği sokağa girdim. Ortalıkta kediden başka kimsenin görünmemesi içimdeki korkuyu resmen şahlandırırken birinin kolumu çekmesi ve tam çığlık atacakken elini ağzıma kapaması bir oldu.
"Demek sendin," dedi. Bu kurt Cengiz'in sesiydi, karanlıktan yüzü görünmüyordu ama kaslı vücuduna sırtım yapmışmış halde kollarında çırpınıyordum. "Beni neden takip ediyorsun?" diye sordu kulağıma doğru eğilerek, elini çekip beni duvara yasladığında nefes nefeseydim. "Şimdi söyle bakalım, kimin için çalışıyorsun!"
"Kimse için!" dedim anında, eğer hemşire olarak yanına sızmış bir ajan olduğumu öğrenirse benim için hiç iyi olmazdı. Hem kariyerim konusunda, hem de hayatım konusunda. "Size verdiğim ilacı geri almam gerekiyor. Yalnızca bu yüzden buralara kadar geldim! Şimdi eğer onu bana verirseniz ben hemen buradan toz olup giderim."
"Sen küçük hanım, beni salak yerine koyuyorsun." dedi sinirli bir tavırla. "Sıradan bir ağrı kesici için ta buralara kadar beni takip etmen mantıklı mı sence!"
"O ağrı kesici değildi." dedim tedirgin nefesler alırken. "Size verdiğim bir çeşit uyuşturucu maddesiydi, eğer size verdiğim anlaşılırsa işimden olurum."
Sözlerim sanki onu daha da öfkelendirmişti. "Ne?" dedi, koca bir şaşkınlıkla ardından gözlerini sinirle kıstı. "Sen ne dediğinin farkında mısın hemşire! Boksör bir adama uyuşturucu mu verdin!"
"Ölmemeniz için tek çare buydu!" Aslında doğruyu söylüyordum. Ona gerçekten de uyuşturucu maddesi sayılabilecek derecede şiddetli bir hap vermiştim. "Şimdi lütfen o kutuyu bana verin."
Öfkesi şaşkın bir hale bürünürken öyle bir güldü ki, sinirden çıldıracaktım. Bu adam resmen alay ediyordu benimle. "O hap kutusu seni buraya kadar getirecek kadar önemli öyle mi?"
Başımı salladığımda düşünür gibi gözlerini kıstı. "Söyledim size, işimden olabilirim!"
Alaycı bir şekilde sırıttığında yüzünü biraz bana doğru eğdi. "Sence bu beni alâkadar ediyor mu küçük hanım?"
"Her neyse!" diyerek ondan uzak kalmak adına adeta duvara yapıştım. "Uzatmaya gerek yok, kutuyu verin yeter."
"Kutuyu mu istiyorsun?" diye sordu kaşlarını kaldırırken. Başımı salladığımda o da başını sallayıp elini cebine attı. Çıkardığı, ona verdiğim hapı bana doğru tuttuğunda elimi uzattım ama geri çekti, kapağını açıp kutuyu gözlerime baka baka yere döktüğünde şaşkınca aralandı dudaklarım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRONİK (+18) ✓
ActionAnnesinin katilini bulmak için patronuyla anlaşan genç gazeteci, aldığı görev üzerine bir boksörün hayatını gizlice sızdırmaya başlar. Fakat bilmediği bir şey vardır; hayatını gizlice işgal edeceği boksör herkesin korkulu rüyası haline gelen, daha e...