38.Bölüm: ATEŞ DÜĞÜMLERİ

2.2K 203 81
                                    

Kitabı keyif alarak okumaya devam ediyor musunuz?

Oy veriyorsunuz eyvallah, ancak istediğim yorum verimini alamıyorum sizden. Neredeyse bölüm başına bin okunmamız var, biraz da yorum yapmaya özen gösterin lütfen.

Şimdiden gözlerinize sağlık, keyifli okumalar diliyorum. 🤍

 🤍

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Cengiz içine aldığı nefesin ardından silahını cebinden çıkardı ve hiç beklemeden binanın kapısını sertçe açtığında karşısında çıkan adamın bacağına ateşledi silahı çünkü o sıkmasaydı, adam sıkacaktı.

Çemberin etrafını kaplayan kalabalığın coşkulu sesi biraz olsun bastırıyordu silah sesini, o yüzden adamın silahı düşüren eline basarak silahı öteye itekledi ardından ensesine vurup bayılttığında temkinli adımlarla merdivenlere yöneldi.

Ses seda yoktu, bu onu daha da şüpheye düşürdüğünde duyduğu adım sesiyle sırtını duvara yaslayıp görüş açısına giren ikinci katın merdiveninden görünen adamın omzuna ateşledi silahı. Adam, dengesini kaybederek merdivenlerden düştüğünde Cengiz bunun kendi hatası olmadığını düşünerek omuz silkti ve umrunda olmadan merdivenleri çıkmaya devam etti.

İkinci katın kapısına yaklaştı, yutkunarak silahı kapıya hedef aldığında bir adım geriye giderek kolunu uzatıp kapıyı açtı ve tekmesini geçirerek girdiğinde onu hedefleyen iki kişi yüzünden durmak zorunda kaldı.

Ellerini kaldırırken "Tahmin etmiştim," dedi başını sallayarak. "Keşke direkt sıksaydım."

Adamlar hala onu hedeflerken "Son pişmanlık fayda etmez," diyen yaşlı adamın sesini duydu. Tekerlekli sandalyede oturuyordu, kır saçları ve şekilsiz gümüş dişleri vardı. Sivri burnu ve yüzündeki dövmeler ise yüzünü olduğundan daha çirkin kılıyordu. Dövmeler genellikle akrep figürlerinden oluşuyordu.

"Neyse ki son değil," dedi Cengiz, onu incelemeyi kesip silahı parmaklarının arasında çevirerek kaşlarını kaldırdı. "Akrep Abdi denen it sen misin?"

Akrep dudağını kıvırdı ardından gülmeye başladığımda adamları yapılan hadsizliğin karşısında öfkeyle dolmuştu. "Patron," dedi silahı tutanlardan biri. "Sıkayım mı şunun kafasına ya da dilini eline vereyim?"

Cengiz, adama döndüğünde ciddiyetini koruyamadı. O da Akrep'in gülüşüne katıldığında adamların şaşkınlığından faydalanarak elindeki silahı attı; atik bir hareketle adamlardan birinin eline yumruğunu geçirerek silahının düşmesini sağlarken, diğerinin eline de tekme atarak silahtan kurtuldu.

KRONİK (+18) ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin