14.Bölüm: SENİN İÇİN

4.4K 442 326
                                    

Bölümlere kısa diyenlere küçük bir açıklama yapmak istiyorum; bu kitap benim kafamda kurulduğunda kurgusu belliydi zaten, olay örgüsünün nasıl olacağı başlı başına yazılıydı. Bölümlerin kısa olması da benim tercihim çünkü kitabın bu şekilde olmasını istiyorum. Eğer uzun bölümleri olan ve aksiyon dolu bir Dark Romence arıyorsanız, Beyaz Şeytan'a beklerim. Sevgilerle. 🫀

Tepkileriniz çok hoşuma gidiyor. Umarım bu tempoda devam ederiz, sizi seviyorum.

Şarkı; Sena Şener - Porselen Kalbim

Nefret, bunca zamandır yaşadığım hayatım boyunca yakamı bırakmayan o iğrenç duyguydu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Nefret, bunca zamandır yaşadığım hayatım boyunca yakamı bırakmayan o iğrenç duyguydu. Bu duygu sayesinde yaşamam gereken her şeyi bir kenara bırakmış, öylece intikam peşine takılmıştım. İçim cayır cayır nefret ateşiyle yanıyor, intikamın soğukluğu için deliriyordum. Bu yüzden yola çıkmıştım ama şimdi her şey, tam anlamıyla alaşağı olmuştu.

Hepsi buraya kadardı, yolun sonu onun kollarına koştuğum bu andı sanırım.

Bana ismimle seslenişinden başka hiçbir şey duymayan kalbimin atışları, korkuyla çırpınıyordu delicesine. Ölmekten korkmuyordum, sadece gitmesinden korkuyordum. Onu sırtından vurduğumu öğrenmesinden, tüm bunları yüzüme vurarak benden nefret etmesinden korkuyordum en çok da.

Fakat hiçbiri olmadı, "Anlat," dedi o sert, duygusuz sesiyle. "Seni kim ağlattı?"

Konu bu muydu sahiden de? Az önce ismimi yüzüme söylemişken ben nasıl başka şeye odaklanabilirdim ki? "Sen," dedim gerginlikten kekeleyerek, "az önce..."

"İsmine mi takıldın?" diye sordu hiç evirip çevirmeden. Yutkunarak yüzüne baktığımda geriye çekilerek sinirli bir şekilde sırıttı. "Hiç araştırmayacağımı mı sandın gerçekten de? Sen öylece burnumun dibine kadar girmişken, benim bunun basit bir kader ya da tesadüf olduğunu düşündüğümü mü sanıyordun?" Bir cevabım yoktu, bu onu daha da sinirlendirdi. "Sence ben o kadar aptal bir adam mıyım, Nur Erdem?"

"Hayır," dedim alelacele. Hakkımda yanlış şeyler düşünmesin istedim ama ona yaptığım her şey başlı başına yanlıştı zaten.

"Bu kadar oyun yeter." dediğinde kolumu tutup bedenimi sertçe kapıya yaslamasını beklemiyordum. "Kim olduğunu biliyorum. O saçma sapan kimliğinle buraya sızdın. Aslında hemşire falan da değilsin öyle değil mi?" Yüzüme eğildi, gözümden bir damla yaş daha süzüldüğünde gözyaşıma bakarak yutkundu. "Kes şunu. Ağlaman hiçbir şeyin çözümü olmayacak."

"Ne istiyorsun?" diye sordum ağlamaklı sesime engel olamadan. "Madem her şeyi biliyorsun daha ne istiyorsun benden! Öldür gitsin, sen de kurtul ben de."

KRONİK (+18) ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin