Beni kırıyorsunuz ve nedenini biliyorsunuz. O yüzden ben de kırılan hevesime yeniliyorum.
Yine de gözlerinize sağlık.
Keyifli okumalar.Hisler, duyguları doğuran kuvvetli kavramlardı. Yaşamak için bir nedeniniz kalmadığında hissederdiniz. Yaşamak için bir nedeniniz olduğunda da hissederdiniz. Çünkü hisler bir nevi ruhumuzun elleriydi, ellerimiz olmadan yaşamayazdık ve bunun en büyük kanıtı da ölürken hissizleşmekti.
Ama şu an o kadar yaşıyordum ki, o kadar hissederek ruhuma duygular dolmasını seyrediyordum ki, sanki bu yaşadığım ikinci hayatımın bir başlangıcı gibiydi.
Parmaklarımı yumuşak hareketlerle sert sırt kaslarında gezdirirken kendimi bulutların üzerinde gibi hissetmekten alıkoyamıyordum. Yumuşacık kumral teninin altında, o sert yapı dokundukça nefesimi kesiyordu. O bu hayatta gördüğüm en mükemmel vücuda sahipti.
"Nasıl hissediyorsun?" diye mırıldandım, parmaklarımı omuzlarından kalçasına doğru kıvrak hareketlerle kaydırırken gülümsememe engel olamıyordum çünkü ona dokunmak beni mutlu ediyordu.
Başını yan bir halde yastığa bırakmıştı, saçları alnına dağılmış nefesimi kesiyorken gamzesini ortaya çıkararak gülümsedi. "Parmakların tenime temas ediyorken nasıl hissedebilirim kedicik, uçuyor gibiyim ama bana yetmedi bu, bana biraz daha dokun." Bu ithamına sırıttım. Parmaklarımı sürterek bu kez yukarıya çıkarırken bacağımın birini sırtından diğer tarafa atarak kalçasının üstüne oturdum. Bedeni gerildiğinde yüzümdeki sırıtışla parmaklarımı bu kez ensesine doğru kaydırdım, mükemmel hissediyordum kendimi. "Çok daha iyi oldu," diye dile getirdiğinde ensesini okşayarak omuzlarına yöneldim.
Omuzlarını baskıyla okşuyorken "Şu Servet itini öldürmedin değil mi?" diye sordum bir yandan da çünkü merak ediyordum. O itin öpüp ölmemesi bazı şeyleri değiştirecekti.
"Hayır," dedi bundan memnun değilmiş gibi bir ses tonuyla. "Maalesef öldürmedim çünkü bana verdiği bilgilerin doğruluğunu kontrol etmem gerekecek. Yalan söylediğini anladığım an keserim nefesini."
Servet'i öldürüp öldürmemesi umrumda bile değildi ancak ölümünün başına iş açmasından endişe duyuyordum. Omuzlarını okşayan parmaklarımı kaydırdım, avuçlarımı bel boşluğundan aşağıya doğru yavaş hareketlerle kaydırmaya başladım. "Cengiz," dedim bir yandan da, endişemi dile getirmek istiyordum çünkü bunu bilerek hareket etmeliydi. "Patronun peşine düşeceğini biliyorum ve bundan korkuyorum. Servet'i öldürebilirsin ama bilemiyorum, onun da bir arkası var artık. Başına bir şey gelirse..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRONİK (+18) ✓
AcciónAnnesinin katilini bulmak için patronuyla anlaşan genç gazeteci, aldığı görev üzerine bir boksörün hayatını gizlice sızdırmaya başlar. Fakat bilmediği bir şey vardır; hayatını gizlice işgal edeceği boksör herkesin korkulu rüyası haline gelen, daha e...