3. Bölüm

154 13 3
                                    

Takside giderken camımı açıp soğuk rüzgarın yüzüme vurmasını engellemedim.

Yarım saat sonra
Parti yerine gelmiştim. Evinin önündeyim. 3 katlı bir ev vardı karşımda ve sürekli içeriye girip çıkan milyon tane insan vardı. Ben Duru ve Maviyi nasıl bulacaktım şimdi? Neyse şu anda kesin bilmem kaç bardak içmişlerdir mesaj atsam bile kim bilir ne diyeceklerdi. Kapıdan içeri girmiştim. İçerideki yoğun içki kokusu, sarhoşluktan nerdeyse yarın çıplak kadınlar ve dahaları.. Midem aşırı derecede bulanmıştı. Şimdiden bile geldiğime pişmandım! Ne işim vardı ki burada. Rasgele bir sandalyeye oturup etrafı izlemeye başladım. Yanıma birisi gelip birşeyler demeye başladı. Kesinlikle sarhoştu!

"Oo bu güzel bayana bir içki ısmarlasam nasıl olur?" sırıtıyordu.

"Yok teşşekkür ederim." yüzüme zorlama olsa bir gülümseme eklemeye çalıştım.

"Israr ediyorum. Hadi!" kolumu çekiştiriyordu.

"İSTEMİYORUM!"

"A tamam güzellik bir dahakine artık." diyip yanımdan ayrılmıştı. Ah neden tüm bunlar benim başıma gelmek zorunda ki!
...
Onun üstüne 7 kişi daha yanıma gelip içmeyi teklif etmesiyle hepsini reddetmeden artık yorulmuştum.
Kendi kendime söylenirken omzuma birisi dokundu. İrkilip bir anda arkama döndüm.

"Zeyno sen ne ara geldin! Nie haber vermedin?" neyseki Maviydi. Yüzüme gelen gülümsemeyi farkettim.

"Hiç. Yani sadece biraz etrafı izlemek istedim."

"Sen ne zaman geldin?"

"E bi 2 saat falan olmuştur."

"Oha! Kızım insan bir yanımıza gelir. Neyse gel hadi."

Başımı onaylarcasına salladım.

"Duru nerde?"

Eliyle onun olduğu tarafı gösterdi.

"Bak orada!"

Yanlarına gelmiştik. Evet 2 tanede erkek vardı.. Kısa bir süre tanıştıktan sonra içki kokuları artık tuvaletimi getirmişti.

"Şey Mavi lavoba ne tarafta? Yani siz biliyor musunuz?"

"2. Katta canım."

"He tamam."

Yanlarından ayrılıp lavobaya doğru ilerlemiştim. Anlaşılan bu katta da parti devam ediyordu. Hemen lavobanın önüne gittim. Ama ne hikmetse giren çıkan eksik olmuyordu altıma kaçırmamak için zar zor duruyordum.
Daha fazla bekleyemeden bu koca evde herhalde başka tuvalet vardır kafası ile lavoba aramaya başladım. Bir üst kata daha çıktım. Bu son ve 3. Kattı. Bu kat baya karanlıktı ve resmen rabilend kadar büyük ve çok fazla odası vardı. Ben ilk merdivenlerin karşısında olan odaya yaklaştım. Ayaklarımın titrediği niye hissediyordum. Kapının kolunu aşağı korka korka çekmiştim. Evet ilkten koca bir sıfır yapmayı başarmıştım. Burası yatak odasıydı..
1/0 inşallah o lavobayı bulasıya kadar etrafa.... Hemen yan tarafında ki kapıyı açmaya başlamıştım. Ve bu katta partiye dahil hiç birşey yoktu bunu daha yeni fark ediyordum. Aksine çok sessiz ve ıssızdı.. Anlaşılan parti sadece 1 ve 2. katlardaydı. Burası içki lere ve şarkılara baya uzaktı aslında daha iyiydi en azından benim için. Derken 2/0 yapmayıda başarmıştım. Hayır bu kadar odaya ne gerek vardır ki anlamıyorum! Yönümü değişip diğer tarafta en son ki bir kapıya yöneldim kapının kolunu yine korka korka açarken. Çikolatamı geri almış çocuklar gibi sevinicektim. Sonun da 3/1 yapabilmiştim. Koşar adımlarla klozete geçtim. Küvetin perdesi oynuyordu! Hemen eşortmanımı çekiştirirken perde komple yere düşmüştü. Korka korka yanına doğru yaklaşmıştım.
Hayır o da ne! Küvet pembe renkte su ile doluydu. Şu anda sadece bayılmak için dua ediyor bile olabilirdim! İçinde birisi vardı.  Hadi ama Zeynep at şu korkunu! Ya yardıma ihtiyacı varsa. Hadi yapabilirsin! Üstünde hiçbirşey yoktu. Altında sadece shortu vardı. Mecburen ellerimle omzuna doğru tutarak sudan çıkartmaya çalıştım. Ama sadece dimdik oturtabilmiştim. Gözleri kapalıydı. Hayır ya öldüyse!  Eğer şu anda ölürse herşeyden kendimi sorumlu tutardım! Hayır böyle birşey olamaz! Yüzü aşırı derecede tanıdıktı kimdi bu! Hatırlamıyorum. İsmi neydi? Yaralı mıydı yoksa? Ellerimi bir cesaret ile suya daldırıp kollarını çıkkartmaya çalışırken.

"Herşey bitti tacize mi başlıyorsunuz?" sırıttığını hissetmiştim.

"Sana yardım etmeye çalışıyorum!" yüzüne bakmadan cevap vermiştim. Ellerini çıkkarttığım anda karşılaştığım manzaranın rüya olması için dua ediyordum!

"Sen s-en ellerini mi kestin!?"

"Pek becerdiğim söylenemez." yüzüne baktığımda 2. bir şok bana fazla gibiydi..

"Ç-çağrı!"

"Buyrun benim."

"Sen kafayı mı yedin!"

"Yok. Sadece-"sözünü kestim.

"Sen delirmiş olmalısın! Ellerin kanıyor ya farkında mısın acaba?"

Sustu.

Derin bir iç çekip. Nefesimi dışarı vererek.

"Bak şimdi ya başka bir yerlerine felan zarar verdin mi?"

O sadece beni izleyip susuyordu.

"Ya duvara mı konuşuyorum ben!"

Kahkaha attı.

"Sakin  ol biraz güzelim. İyiyim ben böyle. Hem sen git aşağıda felan eğlen keyfine bak. Takıl sen ben burlardayım."

"Hay Allah'ım delircem! İyiyim diyor ya! Gözlerinin önünde ellerinden kan fışkırıyor ve sen bana gidip eğlenme mi söylüyorsun!"

Başını onaylarcasına salladı.

"Tamam. Buldum. Şimdi ambulansı arıcam ve sen iyileşikecksin tamam mı? "

"Arama!"

"Napıyım gözlerimin önünde ölmeye falan izin mi veriyim?"

"Bak o iyi fikir."

"Arıyorum." telefonu cebimden çıkarttırken kolumu zar zor sağ eli ile tuttu. İlk sol kolunu kesmiş olmalı.

"Sana aramamını söylediğimi hatırlıyorum?" bu sefer yüzü ciddi bakıyordu.

"Ama neden?" gözlerine ifadesizce baktım.

"Eğer öyle birşey olursa hayatım şu ankinden daha çok mahvolur.." yüzünü buruşturmuştu.

"Ya şu anda gerçekten hiç birşey anlamıyorum. Neden hayatın mahfolsun zaten maf  etmişsin.."

"Burada ki hastanelerin hepsi beni tanıyor."

"Yani."

"Sana açıklama yapmak zorunda olduğumu düşünmüyorum." sinirlenmişti.

"Ya napıcam o zaman ben! Ölüceksin!"

"Sen iyileştir o zaman!"

_________________________________________

Çağrı ölücek mi?

Zeynep ne yapıcak?

Çağrı'nın sakladığı şey ney?

Silinmez Leke Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin