10.Bölüm

102 14 4
                                    

O gece olanları anlatamazdım. Belki Çağrı'yı doğru düzgün tanımıyordum, hatta ondan nefret ediyordum, ama benimde bir kalbim vardı ve intihar etmeye kalkıştığını söyliyecek kadar vicdansız değildim. Evet, Çağrı'nın üzülüp üzülmeyeceği uörumda değildi. Fakat onun hayatı beni ilgilendirmiyordu. O anlatmadıktan sonra Ege'ye Çağrı ile yaşadığımız şeyleri anlatmayacaktım. Hiç kimse umrumda değildi. Ben sadece Çağrı'nın gözlerimin önünde ölmesine izin vermezdim. Ah lanet olsun. Zaten o intihara kalkıştı diye sırf şu gereksiz vicdanım yüzünden şu anda burdaydım. Ege'yi geçiştirmek için birkaç cümle, kelime söyledim.

Geçiştirmek mi? Onu zaten bu durum ilgilendirmiyordu. Ah lanet olsun Çağrı'nın beni öpmesi aklıma gelince midem bulandı. Ne bu her önüne gelen kızı öpüyor muydu? Düşünmesi bile kusmam için yeterli bir sebepti.

"Boşver. Seni de zaten ilgilendirmiyor."

Demem ile suratını buruşturdu. Ne yani herşeyi ona anlatıp, birde üstüne onu tesselli etmemi beklemiyordu herhalde? Eğer bunu bekliyorsa daha çok bekler.

"Biraz kibar olmaz mısın?"

Kibar? Ben?

"Ne yani sen şimdi bana aklınca laf mı soktun?"

"He Zeyno he."

Valla ben buna dalarım.

"Pis bağımlı mümkün olduğunca muhattap olmayalım."

"Bu biraz zor işte gülüm."

Azizim yok bunları bana sayıyorlarda veriyorlar. Gülüm nedir ya?

"Çicek sevmem."

Demem ile omuz silktim.

20 dakika sonra..
Ege'ye olanları özet olarak geçip, Çağrı'nın da bizim ile beraber olduğunu ve daha 4 kişinin daha burada olduğunu anlattım. Beni dinlemeye devam ederken, küfürlerini savurmayı da  ihmal etmiyordu. Aynı zamanda Mavi öldü diyede sinirleri bozulmuş, üzülse bile belli etmemeye çalışsada fazlasıyla üzgün olduğu net bir şekilde belli oluyordu.

"Şimdi biz, burada, bir katil ile, beraber.."

Konuşmalarına daha fazla devam edemeyip, araya girmekten çekinmedim. Ah ne zeki ya hemende anladı.

"Uzatmasana oğlum aynen o şekilde işte."

"Kızım, neyin içine düştük biz? Herşeyi geçtim. Biz ne alaka?"

"İnan bende bu soruya bir yanıt bulamıyorum bağımlı."

"Yine ne yaptın lan kesin ortalığı karıştırdın."

Kabak yine başıma patladı iyi mi?

"Oğlum, yine ne ya? Her gün birşey yapıyorumda benim mi haberim yok?"

İsyanımı bağıra bağıra haykırırken o sadece sırıtıyordu.

"Biz nasıl çıkıcaz peki buradan?"

Aynen ben çıkışı buldum da  okulda bir psikopat ile nasıl zaman geçirim diye burada mal gibi duruyordum. Allah akıl dağıtırken bu ne halt yiyordu acaba? Ah benimkiside soru kesin bir yerlerde içiyordur bu bağımlı.

Kendi söylediklerime gülerken, Ege'nin deli misin? diyen bakışlarını
umursamadan omuz silktim.

Ne var yani güldüysek?

Kapını 2. defa açılması ile salak gibi birbirimize sarıldık kısa sürede karanlıkta zar zor yüzünü ayırt ettiğimiz kişinin Çağrı olduğunu arkasındada gevşekçe gelen Berk'in olduğunu anladık.

Silinmez Leke Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin