11.Bölüm

89 15 0
                                    

"Açım."

"Açım."

"Açım."

"Çağrı'nın kediciki birdaha konuşursan alırım ayağımın altına!" Berk'in lafına gözlerimi devirdim.

"Açım ama!"

"Lan sus! Sanki biz tokuz."

"Bana ne sizden? Açım ben!"

"Şuradan bir çıkalım sana dünyayı yedirticem ama şimdi sus gözünü seveyim."

Sahi biz buradan ne zaman çıkıcaktık. Gece bitmiş sabah olmuştu. Güneşin ışığı pencereden içeri vursada etraftaki soğukluk hiçbir şekilde geçmiyordu. Hayır insan bati kalariförleri açar ya! Odun falan yok mudur burada?

"Tek isyan eden sensin farkında mısın?"

Ege'nin sözüne omuz silktim. Ne var ya açız burada! Şu sakinlikleri beni deli ediyordu.

Çağrı hiçbirşey demeyip bana artık bir sus kızım bakışına sadece kıkırdadım.
Seslerim hepsini rahatsız ediyordu. Öyleyse bunu neden kullanmayayım ki?

"Açım!"

Hepsinin 'Yeter sus' lafına güldüm. Her neyse ben karnımı doyurmazsam, bunların benden çekiceği vardı. Onlarda bunun farkında olmalı ki ilk laf Berk'ten geldi.

"Şurada bir an önce yemek bulalım. Yoksa Çağrı'nın kedicikinden kendimi asacağım." dediğinde kıkırdadım.

Aslında assa benim işime gelirdi. Tek derdi bana laf sokmaktı. Daha doğrusu çalışmak. Ayrıca Çağrı'nın kediciki de nedir ya? Bir hayvan olmadığım kalmıştı. Oda oldu iyi mi şimdi?

Çağrı, "Kantin." demesiyle herkes ona baktı.

"Belki birşeyler vardır."

Ümitsizce söylediği bu lafını sadece dinledim. Bu cani kantinde ki yiyecekleri almayı akıl etmediyse korkmamızı gerektiricek birşey yoktu. Lakin şu sınıftam çıkmaya pekte olumlu bakmıyordum. Karşıma çıkıcak herhangi 2. bir cesete katlanabileceğimi sanmıyordum. Burada hapis gibi kalmakta pekte göz aydınlatıcı değildi açıkcası. Sonuçta kapalı bir sınıfta o öcünün yakalayabileceği kolay bir hamleydik.

Ya o çoktan okuldan gitmişse? Böyle bir ihtimal var mıydı? Avlarını bırakıp gider miydi?

"Gidiyor muyuz?" dien Berk'e sadece baktım.

Ölmek umrumda değildi açıkcası. Şu anda istediğim tek şey yemek ve biraz da suydu.

"Gidelim en fazla ne olabilir k..."

Derken hemen lafımı kestim. En son bu dediğimde başıma gelenleri unutmamıştım.

"Gidelim. Açım ben!"

Hepsi gülüştüler. Zaten sırf benim için gidiyorlardı. Yoksa burada onların açlık umurlarında olduğunu düşünmüyordum ama benim umrumdaydı.

"O zaman neyi bekliyoruz? Hadi gidelim beyler."

Berk'e 2. defa omzu silktiğimde eğlenerek bana baktığını gördüm.

"Kör!"

"Kedicik yürü hadi. Açım diye kafamızın etini yiyen sen değil miydin?"

"Evet! Açım!"

"Kızım, anladık bir sus. Çağrı şu kediciğini sustur. Yoksa.."

"Yoksa ne pis bağımlı?"

"Yoksa yemek bulsam bile sana vermem."

Göz devirdim. Yemek bulucak ve bana vermeyecek ha? Gerekirse söke söke alırım oğlum.

"Güldürme beni bağımlı. Hele de benimle yemek konusunda asla yarışma, sonun da üzülürsen ban sonra dedi dersin."

Hepsi kahkaha atarken ben de aralarına katıldım. Eğlenceli olucak.
...

Sınıftan çıkmış koridorda yürüyorduk. Tabi ben okulun yeni öğrencisi olduğum için buraları fazla bilmiyordum. Ama sanırım bildiğim tek yer kantin olabilirdi. Sık sık gittiğim tek yer orasıydı. Ah şu hani yedikçe kilo almayan şahıslar varya onların arasındaydım. İyi miydi? Hayır tabikide.

Tamam belki yiyip kilo almamam bazen işime yarasada, sıska gibi gezmekte pek güzel değildi. En azından sıskada değildim. Olması gereken kilodaydım. Veya ondan biraz azda olabilir. 48 kiloydum. Boyum o kadar uzun olmasada, maalesef zayıf olduğumu dışa yansıtıyordu ve bu hiç hoş değildi.
50 olmak için tüm gün lavobaya gitmemiş bile olduğumu hatırlıyorum. Bir işe yaradımı? Ah hayır aksine 1 kilo verdim. İyi mi şimdi? Her neyse ben şahsen 100 kilo bile olsam severdim kendimi. İnsanların beniö hakkımda ne düşümdüğü açıkcası umrumda değildi. Ben buydum. Eğer bunu kabullenmiyeceklerse benle mesafelerini koruyabilirler. Zor değil sonuçta.

Derin düşüncelerimden Berk'in savurduğu küfürler ile çıktım.

"Hassiktir oğlum! Zaten  ne bekliyorduk? Yemek olma ihtimali  ℅10 bile değilken. Kaldık mı Çağrı'nın kedicikin çenesine. Off. "

Berk'in aç kalmasından çok benim çenem için ofladığını duymak açıkcası sesli gülmeme sebep oldu. Adamın derdi karnı değil benim çenemdi. Allah'ım ya..

"Ne yani ben açmı kaldım şimdi? Aaaaaa!!"

Bağırınca hepsi kulaklarını kapatıp, küfürler savururken ben aç kaldığım için üzüleyim mi? Yoksa onların bu haline güleyim mi bilememiştim.

_________________________________________

Evet, bu bölümde belkide duymaktan sıkıldığınız o açım kelimesi vardı. Öcünün bahsettiği açlık meselesi şimdi başlamıştı. Bu açlığa ne kadar dayanabilecekler dersiniz?

Diğer bölümlerde artık kalan 4kişinin de kimler olduğunu yavaş yavaş öğrenicez.

Yiyecek birşeyler bulucaklar mı dersiniz?

Yeni bölümde görüşmek üzere.

Allah'a emanet olun canlarım. 💗

Silinmez Leke Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin