5.Bölüm

119 17 2
                                    

"Çağrı diyorum! Bak eğer bu bir şakaysa hiç komik değil! Kime diyorum uyansana! "

Elimi boynuna götürerek nabzını hissetmeye çalıştım.

Ah çok şükür. Ölmemiş.

Of kolanya var mı burda? Allah'ım ne die geldim ben partiye ya! Lanet olsun!
Aklıma bir fikir geldi. Ne kadar doğru bilmiyorum. Ama şu anda zerre umrumda da değil! Dudaklarını iki elimle aralayıp ağzına üflemiştim. Biliyorum iğrenç! Ama aklıma başkası gelmiyor. Ne bileyim hep böyle yaparlar. Derken ensemde bir elş hissettim. Nefesim kesildi. Sanki dünya durdu bir anlık. Dudaklarımda bir baskı..

Ne oluyordu? Ölmüş müydüm yoksa?

Kendimi geri iterek olanları anlamıştım.

"Sen, sen beni kandırdın! Hangi cürett ile beni öpersin? Deli misin sen?"

"Juliet durumdan mutsuz olmuş gibisiniz? Senin yerinde başkası olsa çoktan şu anda yataktaydı.."

"Kes sesini! Ne iğrenç insanlarsınız siz! Tiksiniyorum sizden! Şu halinde ölümle nefes nefeseyken düşündüğün şeylere bak! Harbiden delisin sen!"

"Söz konusu sen olunca deliriyorum napıyım? Hem abartma alt tarafı küçük bir öpücük."

"Küçük bir öpücük ha?"

"Evet?"

"Gelmiş sana yardım etmeye çalışıyorum birde. Hata bende zaten sana yardım etmeye kalkışanda!"

Tam ayağa kalkmıştım ki, ne olursa olsun onu bu halde bırakamazdım.

KAHRETSİN!

"Juliet.."

"Ne var?"

"Kızgın mısın?"

"Yok ya hiç kızgın değilim, hatta beni öptün die hemen hayaller kurdum felan."

"Oo, o zaman birdaha öpsem mesela?"

"Kaşınma istersen?"

"Nie kaşır mısın yoksa?"

Pis pis sırıtıyordu.

"Kaşısana. Tırnakların uzun mu?"

"Sen cidden aptalsın, aptal!"

"Eyvallah."

"Eyvallah bizden."

"Woaw."

Göz devirdim. Yumuşadığımı sanmıştı. Ama ben daha da sinir olmuştum..
Herşeyi bir kenara bırakıp, artık buradan bir şekilde çıkmamız gerekliydi. Yoksa bu öpücükten daha kötü şeyler olucaktı.. Çağrı ölücekti..

Yarım Saat Sonra
"Juliet, burdan çıkınca nereye gidiceğiz? Hastaneye gitmeyeceğimizi bildiğini düşünüyorum."

"Birşey sorucağım?"

"Seni dinliyorum?"

"Bu hasteneler ile tam olarak derdin ney?"

Sustu.
Yüzüne yaklaşarak..

"Sonuçta sen bir hastasın ve onların görevide seni iyileştirmek.."

Yüzünü incelemeye devam ettim.

"Sen, senin bildiğin, sakladığın birşey, birşey var."

Ses tonunu hafifçe yükselterek konuşmaya başladı.

"Şu anda sorgulamanın vakti olduğunu düşünmüyorum. Biliyorum veya bilmiyorum, saklıyorum veya saklamıyorum bu seni alakadar etmez Juliet."

"Eğer şu anda senin yanındaysam, ve senin hayatın için şu kadarcık bile yardım etmeye çalışıyor isem, bilmek en doğal hakkım!"

Silinmez Leke Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin