12.Bölüm

88 13 3
                                    

Okulda kapalı kaldığımız yetmiyormuş gibi birde aç kalmıştık iyi mi? Ya da ben aç kalmıştım. Şu anda benim dışında kimsenin isyanı yoktu. Belkide onların çantasında yiyecek vardı. Kim bilir? Bilmiyorum ama bildiğim tek şey aç olmamdı. Başka hiçbirşey umrumda değildi. Sahi çantam lavobada kalmıştı. En son kraker aldığımı hatırlıyordum. Umarım yememişimdir. Yoksa gerçekten aç kalıcaktım!

"Ben gidiyorum. Sizde burada kulağınızı kapatmaya devam edin."

Hiçbirinin konuşmasına izin vermeden, koşarak uzaklaşmıştım. Arkamdan 'nereye' laflarını umursamadım. Tabikide çantamı almak için üst kata çıkıcaktım. Ne yani korkuyor olabilirdim ama eğer aç kalırsam o korkumun bana  hiç bir faydası olmayacak. Hem ne demişler?

Korkunun ecele faydası yok..

Tamam belki kendimi tesselli etmekte üstüme yok. Lakin harbiden korkuyordum. Hem o psikopatın beni öldürmeyeceği ne malum? Bildiğin kendi ecelime kendim koşuyorum. Aman ne güzel!

Acaba ona iş teklifi etsem, beni öldürmekten vazgeçer miydi?

Diğerleri açıkcası çokta umrumda değildi. Ne halleri varsa görsünler. Tek suçum o Çağrı'ya yardım etmekti! Ah hayır salak vicdanıma laf geçiremiyorum işte! Bu beni sinir etmeye yetiyor.

"Kedicik? N' oldu en son bizi bırakıp koşuyordun? Hayırdır?"

Çağrı'nın bu laflarına sanki beni görüyormuş gibi göz devirdim. Sahi ben en son koşuyordum nie durdum? Ha ecel, korku analdım. Ah her neyse.

"Doğru gördün. Kısa bir mola veriyim demiştim. Şimdi aynı şekilde devam edicem."

Yüzüme zorla oturtuğum gülümseme onun sinir olmasına yetmişti. Açıkcası hiç umrumda değildi. Aksine beni sinirlenmesi eğlendirmişti.

Aptal koş hadi! Biras daha beklersen açlıltan geberip gidiceksin!

İç sesim acaba biraz susmaz mısınız? Düşünüyoruz burada!

Resmen iç seaimle kavga ediyordum. Hayır delirmedim! Sadece eğlenceli.

Koştuğum esnada merdivenlerin daha ilk basamağında takılıp düşmeyi başarmıştım. Aman ne harika! Hayır şu merdivenleri düşmeden çıkabilsem, dünyanın sonu mu gelir? Anlamıyorum.

Merdivenlerin hepsini nihayet çıkmayı başarmıştım. Sanırım tamı tamına 25 defa düştüm. Evet, üşenmeden saydım! Şu sakarlığıma acilen çare bulmalıydım.

Böyle yaşanmaz ki azizim.

Koridoru incelemeye başladım. Herşey yerinde ve sağlam bir şekildeydi. Bir o ladar sessiz ve ürkütücü.

Ürkütücü olan yalnız olmam değil, herşeyin normal olmasıydı..

Zeynep senin kafana... Hayır hayır. Sövmeyeceğim. Normal olduğu için seviniceğeme korkuyordum. Ama hayır, normal şeyler benim için fazlası ile büyüktü. Normallik bana göre deiğildi. En azından benim hayatım söz konusu olursa. Hayatı bir kenara atıp, koridorda yürümeye başladım. Bir sınıfın önünden geçerken, sesler ile irkildim. Sanki acı sesiydi bunlar. Korku sesiydi.. Yardım isteme sesiydi..
O öcü tam bu sınıfın içinde miydi?
İçeriden son bir kaç cümle duydum. Gözlerim kapanırken..

"Kız burada! Yakalayın onu! Bizi görmemeli. Hızlı olun dedim! Yakalayın! Bana getirin hemen!"

Nefesim kesildi. Arkama dönmeme izin vermeyen birisi vardı. Yoğun ilaç kokusu bilincimi kaybetmeme neden oluyordu.. Dayandım.. Gözlerimin kapanmaması için direndim.. Ama boşunaydı. Bedenimi taşıyamaz oldum. Sanki tüm yükü sırtıma koymuşlar, ben dengemi bulmaya çalışıyordum. Ağzımdaki el gevşedi. Son bir cümle ile tüm bilincim kayboldu..

"Enes bey tamamdır. Kız uyutuldu."

***

Çağrının anlatımı ile..

Bu kız yine nereye kaybolmuştu. Tamam açsın anladık. Ama şu durumda yanımızdan ayrılmam aptalca! Sanki beni duyuyorda onu azarlıyormuşum gibi kendi kendime söyleniyordum. Kendime engel olamıyordum. Bilmiyorum, o kızda ne var? Ama beni değişik bir şekilde kendisine çekmeyi başarıyordu. Bir taraftan bencil olması beni deli ediyordu. Ama onun gevezeliği bile başkaydı. O konuşsun, sabaha kadar dinlerdim. Çok tuhaf bir etkisi vardı. Benim bile anlayamadığım bir etki bu..

"Gidelim!" dedim. Öylesine gereksiz bir zamanda. Bir anda.

Berk, "Nereye? Çağrı eğer o kediciğinin peşinden falan gitmeyi düşünüyorsan, ben gelmem." diyerek gözlerini bana devirdi. Yumruklarımı sıktığımı hissettim.

İstersen kızdan nefret et! Ama zarar görmesinede razı kalma amına koduğumun çocuğu!

Ege afalamış bir şekilde bana baktı.

"Tehlikeli olabilir," sertçe yutkunarak konuşmaya devam etti.

"Ama o da tehlikede olanilir. Ben varım. Bulalım kızı. Hem yarım saat geçti. Şimdiye çokta gelmesi gerekirdi." diyerek yutkundu. Sanki olacaklardan korkarmış gibi, yüzüme bakıyordu.

Kim ne sebeple bizi buraya tutsak etti hiçbir fikrim yok! Ama sonu bizim için ne kadar kötü olacaksa onun ki de o şekilde olucak!

_________________________________________

Zeynep'e ne oldu? Bir fikri olan var mı?

Eğer bu soru kısmını okuyorsanız. Ve cevaplamak için çabalıyorsanız, sonda sadece 1 kişinin hayatta kalacağınıda biliyorsunuzdur :)

Evet acı ve kötü bir son bizi bekliyor. Ama mutlu olacağımız pek çok bölümde aynı şekilde. Desteğini esirgemeyen herkese buradan kocaman sevgilerimi ve teşşekkürlerimi iletiyorum. 💓

Çağrı, Berk ve Ege sizce Zeynep'i bulabilecekler mi dersiniz?

Enes kim? Tahmini olan?

Kendinize iyi bakın. Allah'a emanet olun canlarım. 💚





Silinmez Leke Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin