Final

494 48 14
                                    


Final







Rüya gibi...

Zihnimde sürekli yankılanan iki kelimeydi. Rüyada hissediyordum. Sanki gözlerim gerçek dünyaya bakmıyordu. Gözlerime bir sanal gerçeklik gözlüğü geçirilmiş, öylece etrafa bakınıyordum. Bugünün geleceğine öyle inancım yokmuş ki bunu bile yeni farkediyordum. Dolayısıyla, sanki çok olağanüstü bir şey yaşıyormuşum gibi şaşkınlıktan, şoktan gözümü sağa sola çevirsem bile başım dönüyordu. Aldığım nefes bile rüya hissiyatıydı, varla yok arası. Atıştırmalık bir şeyler yediğimde de aynı his vardı. Yiyordum ama tadı yoktu, su içiyordum ama doymuyordum. Bu yüzden su içmekten karnım şişmişti.

Aklım da bende değildi. Sanki gece beynimi buzluğa koymuşum da sabah tekrar taktığımda buzu çözülmediği için pek çalışamıyor gibiydi. Bir tek özel üretim takımlarımı kendi başıma giyebilmek aklımdaydı. Haricinde ne yapacağım konusunda aval aval etrafa bakındığım için bana makyajımın ve saçımın yapılması gerektiğini söyleyen annem, Yixing ve Fayette'di.

Bugün bu kadar şaşkın olmamın sebebine gelirsek de, bugün benim düğün günümdü. Denize yakın bir kır düğünü olarak ayarlanmıştı ve bende şimdi prova odasında hazırlanıyordum.

İki beyaz gelinlik giymiş kızlarım yanımda birbirlerini kovalarken böyle bir günde olduğumun şaşkınlığından onlara 'durun, düşüp canınızı yakacaksınız' bile demek aklıma gelmiyordu. Aslında aklımdan geçmiyor değildi ama söylemeyi hiç düşünmemiştim.

Benim - deyim yerindeyse - biraz aptallaştığımı fark eden Yixing ise onun deyimiyle 'nedimeliğimi' yapmak yerine kızlarımla ilgileniyor, şu an da onlarla sohbet ediyordu. Onlara ne kadar uyduruk ve aslında başından geçmeyen olaylar, anıları varsa hepsini anlatıyordu. Küçükken anne ayıyla güreş yapması ne demekti Tanrı aşkına?

Yixing'in kardeşinin yanında değil de benim yanımda olmasının sebebi de sanki bir kızmışım gibi annemin Fayette'in ve Navy'nin yanımda olacak olmalarıydı. İsteğim üzerine, Yixing de gönüllü olunca Jungkook'un nedimesi(!) Navy olmuş; benim sağdıçım ama Yixing'in kendisine deyimiyle, nedimem de çocuklarımın amcası olmuştu. Onunla daha önce hiç bir arada bulunup bir şeyler yapmış olmasam da şu an onunla eğleniyordum. Adamın hayatında ciddiyet kavramı yoktu ve zaten baygın aklımı daha da karıştırıp beni güldürmekten başka bir işe yaramıyordu.

"Gerçekten onun anne ayı ile güreştiğine inanıyor musunuz çocuklar?"

Yüzüme yapılan hafif makyajla birlikte saçlarıma da yüzümü çok güzel gösteren bir şekil verirlerken sorduğumda önümdeki aynadan onlara bakıyordum.

"Evet"

"Evet"

"Ne demeye çalışıyorsun Taehyung? Şurada çocukların hayal güçlerinin sınırlarını genişletmeye çalışıyorum, sen makyajınla ve kendinle ilgilenir misin lütfen?" Kendinden emin ve çokta oralı olmayan bir tavırla söylediğinde güldüm. Gözlerimi onlardan tekrar kendime çevirdiğimde zaten kızlarımın, yaşları dolayısıyla sadece bu garip hikayeleri anlamadan dinlediklerini biliyordum.

"Hikayem güzel miydi kızlar?" Yixing iki dizinde de oturmuş iki küçük kızlara ilgiyle bakarken söylediğinde Leo bir şey demeden büyüğüne baktı. Hiçbir şey anlamadığı o kadar belliydi ki elimde olmadan seslice gülüyordum.

"Immm..." Bear işaret parmağını başının yan tarafına koyup saçını nazikçe kaşırken, onun düşünürken yaptığı bir hareketti bu. Ama daha çok ne diyeceğini bilemediği zamanlar.

"Güzel..." Küçük bebek sesiyle ve bebek kelimeleriyle konuştuğunda ses tonu ve yüzü çokta bir şey anlamadığını belli ediyordu, Yixing ise yalandan bir hayal kırıklığı yaşadı.

GraduatiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin