21. Bölüm: Doğum Günü
"Çok fena!"
"Ne çok fena?"
Bahane üretmek için çırpınıyordum. "Of, var ya boynum tutulmuş. Arkama dönemiyorum! Çok fena!" diyip boynumu tuttum.
Kral Jungkook ben bağırınca irkilip sonra normale döndü. "Soğukta mı kaldın?" Kral Jungkook'un arkasına doğru bakıp sesimi duyurmaya çalışıyordum. "Efendim, ne dediniz majesteleri?"
"Beni dinlemiyor musun Taehyung?"
"Dinliyorum canım, dinlemez olur muyum?"
"Canım... Kesinlikle beni dinlemiyorsun."
Gözlerimi ondan çekmemeye çalışıyordum ama arkada Jimin ve Yoongi cilveleşiyordu. Kral Jungkook arkasına dönse bir güzel azarlanırlardı. Aptallar! Yan yana olduklarında zaman ve mekan kavramlarını unutuyorlardı.
"Dinliyorum. Sadece dediğinizi duymadım."
Soluk verdi. "Niye bana bakmıyorsun? Gözün de mi tutuldu?"
Jimin'le Yoongi'yi izleyen gözlerimi ona çevirdim hızla. "Ne? Size bakmıyor muyum?" Sinirli bir soluk verdi yine. "Evet! Bakmıyordum majesteleri. Siz böyle bana bir karış uzaklıktasınız. Ayıp olur gözünüze bakarsam diye." diyip başımı eğdim.
"Yakın mesafe uzun mesafe dinlemeden bakışlarını gözlerime dikiverirsin genelde. Şimdi de bunu ayıp sınmaya mı başladın?"
Bir an duraksamıştım. Doğru söylüyordu. Lakin karşı çıkmam gereken vakit tam şu vakitken arkasına doğru yeniden dikkat kesilmiştim. Çünkü Jimin gözlerini kapatmıştı ve Yoongi de ona yaklaşıyordu.
Hiçbir bağırmamı duymamalarına mı yansaydım bundan sonra olacaklara mı?
Yoongi Jimin'i öpüyordu. Dudaktan!
Gözlerimle bağırıyordum resmen. Kral Jungkook'u unutmuş basbayağı onları izliyordum. Hayli eğitici bir görseldi.
"Neye bakıyorsun öyle?" Kral Jungkook tam arkasını dönecekken yanaklarını tutup öne döndürdüm. Yanaklarını büzüp dudağının öne çıkmasına sebep olmuştum. "Utanıyorum, gözlerinize bu kadar yakın mesafeden bakınca."
Sesimdeki gereksiz tonlama Jimin'in Yoongi'ye kur yaparkenkine benziyordu. Kral Jungkook şapşaşkın bakışları eşliğinde ağzını oynatmaya çalıştığında yanaklarındaki ellerimi birbirine daha çok yaklaştırıp dudaklarını iyice öne çıkardım.
Yaptığımın saçmalığı yüzünden ellerimi çekerken geri tutup yanağına yerleştirdi. "Ellerini yüzüme koyarken utanmıyor musun peki?"
Ellerimi çekmek istedim fakat izin vermedi. "Özür dilerim." diyip başımı yana doğru eğdim. Ellerimi bırakıp o da biraz önceki gibi benim yanaklarımı usulca avuçlarının içine aldı. "Benim elim senin yüzüne değdiğinde de utanıyor musun?"
"E-Evet."
Yüzümdeki ellerinin bileklerini tutuyordum. Şu an gerçekten utanıyordum. "Başka ne zaman utanırsın?" derken sağ eliyle yüzümü okşadı.
Yoongi'yle Jimin öpüştüğünde utanırım!
Yutkunup Jimin'in inlemesiyle canım yanar gibi bağırdım. Kral Jungkook'a bakmaktan görememiştim fakat Yoongi Jimin'i kucağına almış öpmeye devam ediyordu.
Kral Jungkook'la birlikte Yoongi'yle Jimin de bağırmam yüzümden şaşakalmıştı.
"Ayağım!"
Kral Jungkook yüzümdeki ellerini çekip ayağıma doğru baktı. "Ne oldu?" O sırada Jimin'le Yoongi'ye başımla gitmelerini işaret ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The King Invincible | Taekook
FanficKral Jungkook eli çenesinde bir süredir sehpasının üzerindeki haritaya bakıyordu. Aslında dikkatli bakıldığında gözünün tek bir yerde takılı kaldığı anlaşılıyordu. Kesinlikle haritadaki küçük ve yeşil renkle işaretlenen yere bakıyordu: Kim Ülkesine...