BÖLÜM 11

25.3K 1.7K 1.2K
                                    

Selaaam! Hoş geldinizz!

Cuma olmasına 1 saatten biraz fazla kaldı fakat atayım hemen dedim. Yine de hayırlı cumalar ĞEĞXĞELWÜZĞKWÖ.

Bol yorum atarak ve yıldızı parlatarak bana destek olursanız çokk sevirim. Güzel yorumlarınız benim bölüm yazmak için motivasyon kaynağım oluyor.

Keyifli okumalarr!

Keyifli okumalarr!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

💥

Bazı anlar olurdu; neyi, neden yaptığımızı bilmezdik. Daha doğrusu bilmek istemezdik. İçimizde bir kısım sorunun cevabını bilse de ısrarla inkar ederdik o kısmın dediklerini. Ve, "Neden yaptığımı bilmiyorum, ama yapıyorum." Diyerek yolumuza devam ederdik.

Şu an tam olarak bu durumdaydım. Tam olarak.

Dudaklarıma nude tonlardaki rujumu sürerken neden süslendiğimi biliyor ama bilmeyi reddediyordum mesela.

Odadan çıktığımda gideceğim yeri biliyor, neden gittiğimi ise bilmeyi reddediyordum.

Rujun kapağını kapatıp yanıma alacağım çantanın içine attım ve son kez üstümü düzeltip parfümümü sıktım.

Altıma siyah renkte bol bir kumaş pantolon giymiştim. Üstüme ise hava bugün soğuk estiğinden uzun kollu fakat oldukça ince bir kumaşa sahip olan bordo bluz tercih etmiştim. Fazla abartmamaya özellikle dikkat etmiştim.

Çünkü malum; 1- Hakkari'deyiz. 2- Barkın komutan ile yemeğe çıkıyorum.

Abartmak iyi olmazdı, değil mi? 

Şaka gibiydi fakat Barkın komutan görevden dönüşümüzün ertesi günü -yani bugün sabah- gelip bana akşam yemeğine çıkmak isteyip istemediğimi sormuştu. Verdiği sözü tutmak istiyormuş cartmış curtmuş.

Kabul etmeme gibi bir şansım olmadığını gözlerine baktığım an anlamıştım. Hoş, reddetmeyi de gram istiyorduysam şuradan şuraya gitmek nasip olmasındı.

Kapıyı açmak için uzandığımda kapı açıldı.

"Oo Elda. Kız nereye böyle?" Dedi Rüya içeri girerek. Hande de arkasından girdi.

"Yemeğe." Dedim sadece. Barkın komutan ile gittiğim kısmı es geçtim.

"Afiyet olsun bakalım. Biz de kaldık burada."

"Teşekkürler." Dedim ilk cümlesine hitaben. "Kaçtım ben. Acelem var." Sonra hızlı adımlarla uzaklaştım. Geç kalmayı sevmezdim ve beni konuşmaya tutacakları aşikardı.

Önceki sefer olduğu gibi Barkın komutan ile aynı anda orta alana giriş yaptık. Kısaca üstünü süzdüm.

Öncelikle yüzünde maskesi yoktu. Yakışıklı suratını gizlememiş olmasına sevindim. Siyah bir kumaş pantolonun üstüne siyah bir tişört giymişti. Tişörtün uçlarını biraz pantolonun içine sokmuştu ve kemer takmıştı. Elinde ise ceketi vardı.

BORDOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin