BÖLÜM 16

22.5K 1.6K 513
                                    

Selaamm. Hoş geldiniz.

Bir tık geç geldi bölüm, farkındayım. Bayramda şehir dışında olduğum için gittiğim ortamda yazma fırsatım olmadı pek. Anca bitti bölüm 🥲

Bol bol yorum atıp yıldızı parlatarak bana destek olursanız çokk sevinirim.

Keyifli okumalarr!

Keyifli okumalarr!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

💥

Sahte gülümsemelerden ağrıyan yanaklarımı umursamamaya çalışarak önümdeki iş adamı ile konuşurken bir yandan da arada bir Barkın'a bakarak gözlerimle SOS sinyalleri veriyordum.

Canım kocam sonunda derdimi anlayarak konuşmamızı bölmek suretiyle yanımıza geldi.

"Bay Kent, müsaadenizle karımı almam gerekiyor. Biraz önemli bir konu." Deyip nazikçe gülümsedi.

"Ah tabii." Dedi adam. Ardından bana döndü. "Sizinle tanışmak büyük bir onurdu benim için Vera Hanım. Partinin keyfini çıkartın. Görüşmek üzere."

Adam gittiğinde yüzümdeki gülümseme silindi. Rahat bir nefes alarak Barkın'a döndüm. Saatlerdir insanlarla konuşmak zorunda kalmıştım. Rahat bir nefes almaya ihtiyacım vardı.

"Gel benimle." Diyerek elimi tuttu ve bahçede ilerlemeye başladı. Devasa havuzun yanından geçip biraz daha yürüdük ve en sonunda bir sallanan koltuğun yanında durduk.

Barkın eğilerek koltuğun üstündeki yaprakları eliyle süpürdü ve bana oturmam için işaret yaptı.

"Of. Sonunda huzur." Diyerek oturdum. O da yanımdaki yerini aldı ve daha rahat bir pozisyona geçmemiz amacıyla -yani ben amacının bu olduğunu düşünüyorum- kolunu omzuma attı.

"Baya ilgi gördün karıcığım." Dediğinde yüzünü görmüyor olsam da sesi bile gülüyordu.

"Çok komik." Diye homurdandım. "Bir daha kafes dövüşüne çıkmam. Bu kadar ilgi odağı olmak rahatsız ediciymiş." Dedim burun kıvırarak.

"Senin yerinde olmak için her şeyi yapacak milyonlarca kadın varken sen bundan memnun değilsin. Bu kaçıncı seviye memnuniyetsizlik?" Diye sordu ama ciddi olmadığı belliydi.

Başımı çevirerek yüzüne bakmaya çalıştım. Gözlerim çenesine denk geldiğinde yavaşça yukarı çıkarttım ve sonunda göz göze gelebildik.

"Memnun olduğum tek bir şey var kocacığım." Dedim cilveli cilveli ona bakarken.

"Hmm?" Diye mırıldandı diğer elini belime atıp beni iyice kendine çekerken. "Neymiş o?" Rusça konuşurken sesinin çok karizmatik olduğundan bahsetmiş miydim daha önce?

Ne olur ne olmaz diye yalnız kaldığımızda bile Rusça ya da İngilizce konuşuyor, görevle ilgili konulara girmiyorduk. Dinlenmiyor olsak bile tedbir önemliydi.

BORDOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin