İyi Okumalar
Ruby Jane
Arabayı çalıştırmak için Jinnie'yi bekliyorduk, Lalisa'nın zorluk çıkarmadığını ummak istiyordum.
Fakat bu biraz imkansızdı.
Jinnie omzundaki baygın Lalisa'yı getirip kafasını da kucağıma koyduğunda boynunun tutulabileceğini tahmin edip kenardaki yastığı kafasının altına yerleştirmiştim.
En azından bayılmamış olmasını umarak beklediğim Lalisa, şimdi Jinnie'nin muhteşem bayıltma becerileri sayesinde mışıl mışıl uyuyordu kucağımda.
Hiç sevmiyordum bu Lalisa'yı, korkuyordum onun bu görüntüsünden.
Hafifçe şişmiş, kızarmış yanaklarından, bazen hafifçe inip kalkan kaşlarından, arada çıkardığı kulağıma melek sesi gibi duyulan mırıldanmalarından ve en çok da masum masum uyuyan bu suratından çok korkuyordum Lalisa'nın.
Oysaki şu an hiç korkmuyordum uyanık Lalisa'dan.
İçine göçmüş elmacık kemiklerinden, solgun yanaklarından, hep çatık olan kaşlarından, son günlerde bana olan sert ve soğuk tavrından ve en çok da benden nefret ediyormuş gibi bakan Lalisa'nın suratından hiç de korkmuyordum.
Kucağımdaki bu sıcacık, kırılgan, yarasız beresiz vücut bir buz kadar soğuk bir tene sahip, acıyı bile yeni yeni kucağındaki sıcak beden sayesinde hissedebilmeye başlamış, yara berelerini daha çok görmeye dayanamadığı için dövmelerle kapladığı vücuttan artık nefret ediyordu.
Ben düşüncelere dalmışken Jinnie ön koltuğa binmiş ve araba çoktan hareket etmeye başlamıştı, görev sırasında ayık kalmam gerektiğini biliyordum fakat şu an çok ama çok yorgundum.
Ve Lalisa'nın kokusu beni mayıştırıyordu.
O yüzden ellerimi Lalisa'nın saçlarına attım ve kafamı da duvara yaslayarak gözlerimi kapattım, uykuya dalmayı bekledim.
Fakat uykumun hafif olduğunu unutmuş olmalıyım ki yaklaşık 5 dakika sonra Lalisa'nın çığlığıyla uyandım.
Elim kemerimdeki emanete giderken Lalisa'nın gözlerinin önümüzde çırılçıplak sevişen Rachel ve Choo'da olduğunu fark ettim.
Lalisa'nın sesi onları korkutmuş olmalı ki Rachel hemen Choo'nun üstünden kalkmış ve üstünü toparlamaya başlamıştı.
Ben de olanlara onun kadar şaşırırken her şeyi unutmuş ve birbirimize şaşkın şaşkın bakmaya başlamıştık.
Sonra şaşkın bakışlarımıza Choo ve Rachel'ın da şaşkın bakışları ile birleşirken araba durmuş ve geldiğimizi anlamıştık.
"Karın?" diye sordum Rachel'a, bir de bana diyordu.
"Eskisi kadar yakın değiliz." dedi ayaklarına bakarken.
Oldukça utanmışa benziyordu.
"Beni nereye getirdiniz?" diye söylendi Lalisa.
"Soyguna." dedim sırıtarak.
***
İçeri arka kapıdan girdiğimiz gibi ellerimize fenerleri ve tabancaları almış bankanın içinde dikkatle yürümeye başlamıştık.
Lalisa arkamda sessizce yürüyordu fakat biliyordum ki içinden bir his ayaklarını yere çarptıra çarptıra vurarak yürümek, beni sinir etmek istiyordu.
"Bu yaptığın öylece kalacak mı sanıyorsun?" diye sordu arkamdan gelirken, Jinnie de yanımızdaydı.
"Beni daha nasıl süründürebilirsin ki?" diye sordum bir kapıdan daha dikkatle geçerken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hurt you
Fanfiction"Kimi öldürdün?" diye sordu sanki normal bir şeymiş gibi. "Sevgilimi." dedim yutkunarak. "Ne istediğini iyi bilir misin Pranpriya?" diye sordu ellerini motorun iki yanına koyup üzerime eğilerek, beni kesinlikle bu kısa süre zarfında deli edivermişt...
