gunden gune jennifera benziyomusum gibi hissediyorum
İyi Okumalar
Büyük soyguna 62 gün kala
Ruby Jane
Bugün Lalisa'nın doğum günüydü.
Yatakta yuvarlandım, gözüm saate gitti, 16.30.
Geldiğimizden beri yataktaydım, bir sigara daha yaktım, camlar bile açık değildi ve oda o kadar kötü kokuyordu ki.
Lalisa'yı odaya almıyordum, o da gelmiyordu zaten, gelmemeyi seçmesi iyi bir şeydi.
Kaç gündür o kadar pasaklıydım ki, duş almıyordum yataktan kalkmıyordum ve bu sabah çok kötü bir şey olmuştu...
Sabah kalktığımda yatağımı ıslattığımı fark ettim, tuvalete birkaç gündür gitmiyordum ve uykumda istemsizce utanmamı sağlayacak şeyler yapmıştım.
Sabah kalktığımda yaşadığım utancı düşünemezsiniz ve hâlâ kendimi yatağın diğer tarafına sürükleyememiş, ıslak yerde yatıyordum.
Kaç gündür oynatmaya bile zahmet etmediğim parmaklarımdan kayan sigaram boynuma düşmüş ve adem elmamı cayır cayır yakmaya başlamıştı.
Ben ise hiçbir şey yapamıyordum öylece duruyordum.
Sigarayı izlemiyordum bile, kafamı döndürmeye bile gücüm yoktu çünkü.
O kadar acınası bir durumdaydım ki.
Bir anda ayağa fırladım ve komodinin üstünde olan saati alıp camdan aşağıya fırlattım sonra da küllüğü aldım ve onu da camdan aşağıya yolladım.
Şimdiden her yerimin ağrıdığını hissederken parçalanmış camlardan biri gözüme ilişti, camı aldım ve dudaklarımı birbirine bastırarak burnumdan nefesimi verdim.
Günler sonra verdiğim ilk tepki belki de buydu.
Cam parçasını kollarıma dayadığım sırada kapı şiddetle açıldı ve kaç gündür görmediğim Lalisa içeriye girdi, üstünde bir önlük vardı ve bütün yüzü un olmuştu.
Anlaşılan kendi doğum günü pastasını kendisi yapıyordu.
"Noluyor Ruby?" dedi ve yanıma yaklaştı, çenemi sıktım ve camı iyice koluma bastırdım.
Yavaş yavaş bana yaklaşmaya başladığında nefes alışverişlerim birbirini kovalıyor ve boğulmamı sağlıyordu, boğazımda hissettiğim baskı yutkunamamamı ve dudaklarımı nefes almaya çalışmak için aralamama neden oluyordu.
"Camı bana verir misin Ruby Jane?" dedi tek elini bana uzatırken.
Camı koluma biraz daha bastırdım ve birkaç damla kanın çarşaflara akmasını sağladım, Lalisa ise akan kanı gördüğü anda bana doğru büyük bir adım atmış ve camı elimden almıştı.
"Napıyorsun sen, beni delirtmek mi istiyorsun?" dedi ve kestiğim yere baskı uygularken dolu gözlerle beni izledi.
"Ruby lütfen cevap ver bana..." dedi kolumu biraz sarsarak, bütün çaresizliğiyle.
Ben ise sadece yutkunuyor, gözlerimi kırpıştırıyor ve dolan gözlerimi doldurmaya çalışıyordum.
"Beni çok endişelendiriyorsu-" diyecekken yavaşça ona yaklaşmış ve kollarımı ona dolamıştım.
Anında beni sarmalamış ve bu bok parçasına benzeyen hâlimle bile sevgisini iliklerime kadar hissettirmişti.
Uzun süre tuttuğum, belki bütün hayatım boyunca, göz yaşlarımı saldım ve hıçkırmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hurt you
Fanfiction"Kimi öldürdün?" diye sordu sanki normal bir şeymiş gibi. "Sevgilimi." dedim yutkunarak. "Ne istediğini iyi bilir misin Pranpriya?" diye sordu ellerini motorun iki yanına koyup üzerime eğilerek, beni kesinlikle bu kısa süre zarfında deli edivermişt...