aslında bu bolumleri daha cok islemek istiyordum ama kitap cok uzayacagi icin biraz kısa kesmek zorunda kaldım
İyi Okumalar
1 ay sonra, büyük soyguna 30 gün kala
Lalisa
1 ay geçmişti.
Koca 1 ay onsuz geçmişti.
Beni odaya bile almamıştı, asla konuşmamıştık sadece her gün onu kaldırıp zorla tuvalete götürüyor uyuduğu 1-2 saatte de odasını toparlamaya çalışıyordum.
Beni çok yormuştu bu bir ay içinde, onun için endişelenmekten uyuyamamaya başlamıştım ve gözlerim kan çanağı gibi olmuştu.
Artık paramız da tükenme derecesine gelmişti hep harcama yapıp asla kazanmadığımız için.
Ben ise sabahtan beri dışarıdaydım, market alışverişini yapmış ve biraz gezmiştim, açıkçası son günlerde eve gelesim hiç yoktu şimdi ise kapıda anahtarımı arıyordum, anahtarı yere düşürdüğümde birkaç küfür savurdum sonra da anahtarı geri almak için yere eğildim fakat beklemediğim bir şey olmuş kapıyı Ruby Jane açmıştı.
Ayağa kalkıp ona baktığımda omzundaki havlusu, muhtemelen boks yaptığı için tek tük alnına yapışmış saçları ve elindeki toz beziyle beni gerçekten de şaşırtmıştı.
Yoksa diye düşündüm.
Gözlerimin ışıldadığına emindim çünkü umutluydum, ayağa kalkmış olması bile çok büyük bir şeydi benim için.
"İçeri gelsene sevgilim." dediğinde şokumu bir şekilde atlatmış ve kafamı hafifçe sallayarak kendime gelmiştim.
İçeri adımladığımda evin tertemiz koktuğunu fark etmiştim, mutfağa ilerlediğimde ise masanın üstünde şehrin en güzel pastanesinden bir doğum günü pastası görmüştüm.
"Pasta yapmayı pek bilmediğim için hazır almak zorunda kaldım, eğer hâlâ doğum gününü kutlamak istiyorsa-" diyecekken sözünü bölmüş ve ona sıkı sıkı sarılmıştım.
"Beni çok korkuttun aptal." dedim burnumu göğüsüne yaslayıp kokusunu içime çekerken.
"Biliyorum, özür dilerim." dedi o da kollarıyla beni sararken.
Bir süre gözlerimizi kapattık ve sakince birbirimizin kalp atışını dinledik, nefeslerimizi derince dışarıya verdik ve birbirimizle biraz daha bütün olduk.
"Seni seviyorum Ruby." dedim kafamı daha da göğsüne gömerek.
Benden ayrıldı ve yanaklarımı kavradı, yanağımı baş parmağıyla yavaşça okşarken dudaklarıma yaklaştı.
"Hey, beni sevdiğini söyle." dedim onu kendimden uzaklaştırarak.
Parmakları yanağımı okşarken hissettiğim sıcaklık bir anda uzaklaştı ve tek kaşını kaldırdı, donuklaştı.
Bunu söylememem mi gerekiyordu?
Benden uzaklaştı ve pastayı alıp mumları tek tek dikmeye başladı, ben ise yerimde çakılı kalmış bir şey demesini bekliyordum.
"Ruby?" dedim şüpheyle.
Cevap gelmeyince kaşlarımı çattım ve yanına hızlıca adımladım, hafif yüksek sesimle tekrar söyledim.
"Ruby?"
"Hadi mumları üfle." dedi pastayla bana döndükten sonra.
"Beni duymuyor musun sen?" diye bağırdım kaşlarımı çatarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hurt you
Fanfic"Kimi öldürdün?" diye sordu sanki normal bir şeymiş gibi. "Sevgilimi." dedim yutkunarak. "Ne istediğini iyi bilir misin Pranpriya?" diye sordu ellerini motorun iki yanına koyup üzerime eğilerek, beni kesinlikle bu kısa süre zarfında deli edivermişt...