beklenen smut bolumu geldi(30 sene sonra)
bu arada fontları da değiştirdim
İyi Okumalar
Büyük soyguna 29 gün kala
Ruby Jane
Lalisa'nın fark etmeden hasret kaldığım bedenini kucağıma aldım ve koltuğumu biraz arkaya yatırdım, ona yer açtım.
"Çok fırsatçısın." dedi sırıtıp kucağımda rahatsızca kıpırdanarak.
"Yerini beğenemediysen indirebilirim?" dedim kafamı sağa yatırıp kaşlarımı hafiften çatarak.
Hemen gözleri açıldı ve ağzından 'ı ı' gibi bir ses çıktı, kucağımda bana iyice sokuldu.
Küçücük sürücü koltuğunda tek beden olmuş sarmaş dolaştık, sevişmezsek ayıp olacak gibiydi.
"İyi o zaman." dedim ve onu koltuk altlarında kaldırarak kendime daha da yakınlaştırdım.
Gözümün önüne serilen güzel yüzü, belki de haftalardır göremediğim güzel yüzü bu sefer bütün gerçekliğiyle karşımdaydı.
Fakat gerçek olduğunu bilsem bile bazen bu olağanüstü güzelliğine inanamıyordum.
Bu kadar güzel birinin beni sevdiğine inanasım gelmiyordu.
"Siren sesleri yaklaşıyor Jennifer." dedi dışarıya kısa bir göz attıktan sonra.
"Tik." dedi ve yüzüme biraz yaklaştı.
"Tak." aynı ritimle demeye devam ettiğinde neredeyse dudaklarımız birbirine değecekti.
"Tik-" diyecekken daha çok dayanamayıp belki de tadını unutmaya başladığım dudaklarına çenesinden onu kendime çekerek yapıştım.
Kucağımda daha rahat bir pozisyona gelip saçlarını geriye atmış ve ellerini boynuma yerleştirmişti, ıslak dilimi içine gönderip sertçe öptüğümde inlemesiyle inlemelerim karışmıştı.
Dillerimiz ritimle birbirimizin sıcacık ağzında hareket ederken ellerimle siyah ceketini çıkartmış ve kısa üstünün altından belini kavramıştım.
Siren sesleri yavaş yavaş bize yaklaşıyor, diğer elim adım adım belimdeki emanete gidiyordu.
Lalisa ilk başta benden ayrılıp sonra da daha da yaklaşıp belimdeki pistolü almış ve onu arka koltuklara atmıştı.
"Şimdi daha iyi." dediğinde sırıtmış ve dilini tekrar kabul etmiştim.
Çıkardığımız ıslak sesler arabada yankılanırken birbirimizin üstlerini çıkartmış ve öpüşmeye devam etmiştik, dudaklarımı boynuna indirdiğimde kısıkça inlemiş ve dudaklarıma yer açmak için kafasını geriye atmıştı.
Boynu gerçekten de hassastı.
Sütyeninin kopçasını açmış ve boynunu dişlemeye başlamıştım, bembeyaz teni dudaklarımın arasında kızarırken teninin bu kadar hassas olması hoşuma gidiyor ve onu kendime bastırmamı sağlıyordu.
Benden ayrıldı ve gözlerimin içine bakarak kucağımda havalanıp altımı bir çırpıda çıkardı, ben de onun giydiği altı çıkartıp tangasından içeriye parmaklarımı soktum.
Klitorisini parmaklarımla ezerken inliyor içine girmemi bekliyordu, gözlerimiz birleştiğinde sırıttım ve elimi yolcu koltuğuna attım.
"Bunu her zaman yanında mı taşıyorsun?" elimdeki takmaya bakıp diye sordu sırıtarak.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hurt you
Hayran Kurgu"Kimi öldürdün?" diye sordu sanki normal bir şeymiş gibi. "Sevgilimi." dedim yutkunarak. "Ne istediğini iyi bilir misin Pranpriya?" diye sordu ellerini motorun iki yanına koyup üzerime eğilerek, beni kesinlikle bu kısa süre zarfında deli edivermişt...