|Listen me|

210 25 90
                                    

İyi Okumalar

Büyük soyguna 86 gün kala

Ruby Jane

Bir şekilde New York'a varmıştım, muhtemelen onlar benden daha önce vardıkları için eve gidemeyecektim.

Yüzünü görmek istemiyordum.

Belki de şu an ondan dinlemememe rağmen böyle davranmam saçmaydı ama kızgındım, onunla yakın olmasını istemediğime ona güvenmediğimi söylememe rağmen hâlâ yakındılar.

Ayrıca saat 01.00'di ve yapmamız gereken soyguna 1 saat kalmıştı, neyse kendim de halledebilirdim.

Bu soygun benim için önemliydi çünkü planımın bir parçasıydı.

Onların evine bebek giysileriyle dolu bir poşet çöp bırakacaktım, anlayacaklardı.

Onları benim bitireceğimi.

Evden eşyalarımı almam gerektiği aklıma gelince derin bir nefes vermiş ve dudaklarımdaki sigarayı yakmıştım.

Tüttüre tüttüre evimize girdiğimde içeride olmadığını fark etmiştim, belki de onun yanındadır diye düşündüğümde buradan hemen siktir olup gitme fikri çok cazip gelmişti.

Eşyalarımı toparladım ve maskemi de alıp evden çıktım, kapıyı kitlerken asansörün sesi kulaklarıma dolmuştu.

Arkamı döndüğümde elindeki market poşetleriyle bana bakan Lalisa'yı fark etmiştim.

"Nereye gidiyorsun?" dedi hapşurduktan sonra ve bana yaklaştı.

Salak hasta olmuştu işte.

"Bu gece bir soygun yapmamız lazım, unuttun galiba?" diye sordu.

"Hayır unutmadım, daha bir saat var hatta." dedi öksürüp saatine baktıktan sonra.

"Elindeki poşetler ne?" diye sordum yutkunduktan sonra.

"En azından beni dinlemen için sana yemek yapacaktım." dediğinde başımı sallamış sonra da yanından geçip asansörün düğmesine basmıştım.

"Ben de geleceğim." dedi ve anahtarını çıkarıp hızlıca kapıyı açtı.

Asansörün kapıları kapatma tuşu çalışmadığı için sinirlenmiş ve merdivenlerden inmeye başlamıştım.

Motorumu otoparkta bulmaya çalışırken oldukça fazla zaman kaybetmiştim, sonunda bulduğumda hızlıca dışarıya çıktım fakat Lalisa'yı kapı girişinde görmeyi beklemiyordum.

Hızlıca yanıma adımladı ve motora atladı, derince nefesimi dışarıya verdim ve söylediklerini dinledim.

"Bensiz hiçbir yere gidemezsin."

***

Yol sessiz sakin geçmişti ve şu anda da yoldan geçen seyyar bir satıcıdan aldığımız sosisli sandviçlerimizi yudumluyor soyacağımız gökdelenle bakışıyorduk.

"Sence kaç bin dolar kaldırırız?" diye sordu Lalisa.

"Göreceğiz." dedim, para önemli değildi.

Sadece sonlarının ben olacağımı anlamalarını istiyordum.

Beni aynı bir çöp gibi o sokağa attıklarından beri içimde büyük bir kin beslemiştim, ölmekten beter olmalarını istiyordum.

Onları beni attıkları çöplüğe öyle bir mahkum edecektim ki benim gibi ayağa kalkıp sapasağlam duramayacaklardı.

Sonunda bir saati doldurduğumuzda maskemi geri takmış ve gireceğimiz havalandırmanın menteşelerini sökmüştüm.

Hurt youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin