İyi OkumalarBüyük soyguna 90 gün kala
Ruby Jane
Atladığım şeyler vardı.
Bunu hissettiğini anlayabilmiştim.
Derince iç geçirdim ve telefonundan uzun süredir planladığım soygunun çizelgelerine baktım, 3 ay kalmıştı.
3 küçük ay.
Yaz bittiğinde bitecekti, her şey.
O yüzden ona belli etmeden her şeyi onunla yaşamaya çalışıyordum, o ise ilk defa böyle hissettiğim için çok heyecanlandığımı düşünüyordu.
Öyleydim de zaten.
Şimdi ise biricik bebeğimin istediği gibi onu Miami'ye götürüyordum, seveceğine emindim.
Özel uçak tutmaya zaman kalmadığı için ekonomiyle gitmek zorunda kalmıştık, bu bizim için oldukça riskli olsa da o Miami'ye gidilecekti.
Yerlerimize yerleşmiştik, dövmelerimi kapatan bir şey giymiş ve en azından gangster gibi görünmemeye çalışmıştım.
Malum dövmelerim oldukça dikkat çekiyordu.
Ordan burdan bulduğum bir şapkayı da kafama geçirdiğimde şüpheli gözükmediğimi düşünüyordum.
Lalisa da yanımda nefesini derince verdiğinde elini sıkıca kavramış ve ellerimizi kenetlemiştim.
"Streslenme bebeğim, her şey yolunda gidecek." dedim yatıştırıcı sesimle.
Bana gülümsedi, irislerindeki yıldızları görebiliyordum, yeşil gözleri onu daha da eşsiz yapıyordu.
O benim için tekti.
Uçak sonunda uçuşa geçti ve biz de arkamıza yaslandık, o sırada hostesler de yiyecek servis etmeye başlamıştı.
Biz de nolur nolmaz diye yanımızdaki koltuğu da satın aldığımız için rahattık.
"İstediğiniz bir şey var mı?" diye sordu gelen bir hostes, önümüzdeki bardağı almak için biraz eğildiğinde kafamı bacaklarıma sabitledim, kadına asla bakmadım ve Lalisa'nın elini daha sıkı kavradım.
Sonra da elini kemerime attı ve bağlı olduğuna emin oldu, bu sırada ben de derin bir nefes aldım.
"Eline koluna dikkat et." dedi Lalisa kadının elini kibar fakat bir o kadar da sinirle silkeledi.
"Kurallar böyle." dedi göğüslerini hâlâ gözlerimin içine sokuyordu, biraz daha dikilip gitmeye hazırlandığında Lalisa tekrar konuştu.
"Hadi ya, benimkini de kontrol etsene o zaman?" kadın sahte bir gülüş sunmuş sonra da konuşmuştu.
"Tabii."
Lalisa'nın kemerini de dümenden kontrol ettikten sonra arkasını dönmüş ve gitmeye hazırlanmıştı.
"Sağ ol." diye bağırdı Lalisa arkasından.
"Kaçık karı." dedi sonra da gözlerini devirerek.
"Kıskandın bakıyorum?" dedim gülümseyip kafamı koltuğa yaslayarak, onun gözlerine bakıyordum.
"Öf ondan mı kıskanıcam be?" dedi omzuma vurduktan sonra.
"Kıskanmıyorsan gideyim o zaman yanına." dediğimde kolumu sıkıca tutup çimdiklemişti.
"Sen de iyice şiddete meyilli oldun bakıyorum." dedim inledikten sonra.
"Sen değil misin sanki?" dedi ve boynunu biraz sıyırdı, bana benim yaptığım morluklarını gösterdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hurt you
Fanfiction"Kimi öldürdün?" diye sordu sanki normal bir şeymiş gibi. "Sevgilimi." dedim yutkunarak. "Ne istediğini iyi bilir misin Pranpriya?" diye sordu ellerini motorun iki yanına koyup üzerime eğilerek, beni kesinlikle bu kısa süre zarfında deli edivermişt...