nasılsnz
oy verip yorum yapmayi unutmayyin
İyi Okumalar
Ruby Jane
Minivanın ön koltuğundan federallerle bildiğiniz savaş verirken Lalisa'nın tavırları bana karşı hâlâ aynıydı.
"Jinnie hâlâ geliyorlar mı?" diye sordum Jinnie'ye.
"Evet." dedi soğukkanlı bir şekilde.
Aynı zamanda da minivanın dikiz aynasından onun endişeli gözlerini izliyordum.
Onu izlediğimi biliyordu ama bakmak istemiyordu, daha fazla umut almak istemiyordu.
Daha fazla sevmek istemiyordu belki de.
Ama ben onu izlemeye devam ettim.
Duygularımı aramak için yaptığım birçok şeyden sonra kaybolmuştum.
Yolumu bulmak istediğimden emin değildim fakat eğer isteseydim beni bu tutsaktan kurtaracak kişinin Lalisa Manobal olmasını isterdim.
Belki de Pranpriya'yı da tanımak isterdim böylece.
Ama gerçekliğe geri dönersem o sadece yatak arkadaşı olarak yanımda tutacağım biriydi.
Uzun zamandır zevk alarak seks yapmıyordum, hepsi aynı gibi geliyordu.
Fakat bu bir alışkanlık haline gelmişti.
O yüzden de bırakamıyordum ama Lalisa tamamen farklıydı, onunla sanki her şeyi ilk defa yapıyormuşum gibi hissediyordum.
O bana çok farklı hissettiriyordu.
Sanki tekrar 16 yaşımda bir ergenmişim gibi, her şeyi yeni yeni tattığım zamanlar.
Tabii sonu iyi bitmedi.
Minivanın koca kapılarını birkaç kurşun deldiğinde herkes yere yatmıştı. Jinnie arabayı aynı soğukkanlılıkla sürdüğü için çok şanslıydık.
"Jennifer, ne yapacağız?" diye sormuştu Choo endişeyle.
Ben düşünmeye çalışırken kurşunlar yağmaya devam ediyordu dolayısıyla düşüncelerim Lalisa'yla bölünüyordu.
"Bunlar ne biçim bir polis." dedi Lalisa bağırarak.
O an aklıma bir fikir geldi.
Onlar polis değildi.
"Bunlar federaller değil, yağmacılar." dedim.
"O zaman..." dedi Lino.
"Ateş açabiliriz." dedim sırıtarak, keyfim yerine gelmişti.
Torpidoda uzun zamandır sakladığım en sevdiğim silahımı aldım, bu bebeği kullanmanın zamanı gelmişti.
Rachel maskeleri herkese dağıtırken benim yüzüme bile bakmamıştı, ben ise sessizce burnumdan gülüp yavaşça maskemi takmıştım.
Camı sonuna kadar açıp arka taraftakilere de kapıları açıp balyaların arkasına yerleşmeleri için işaret vermiştim.
Herkes yerini alınca gözlerimi Lalisa'nınkilerle birleştirmiş ve ona güven verici bir gülümseme vermiştim.
Gövdemi camdan dışarı sarkıtıp tabancamla birkaç el ateş ettim, birkaç sektirmeden sonra kurşunlarımdan biri şoföre isabet etti ve arkamızdaki arabalardan biri yerlebir oldu.
Şarjörümü doldurmak için tekrar arabanın içine girdiğimde bizimkilerin arka koltukta ölüm kalım savaşı verdiğini fark ettim.
Şarjörler bitmek üzereydi ve yağmacılardan eser kalan son tıra kurşun işlemiyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hurt you
Fanfikce"Kimi öldürdün?" diye sordu sanki normal bir şeymiş gibi. "Sevgilimi." dedim yutkunarak. "Ne istediğini iyi bilir misin Pranpriya?" diye sordu ellerini motorun iki yanına koyup üzerime eğilerek, beni kesinlikle bu kısa süre zarfında deli edivermişt...