|Confrontation|

89 16 55
                                    

Evet final geldi

yorumlarınızı unutmayıın

İyi Okumalar

Soygun günü

Ruby Jane eve geldiğinde derin bir nefes vermiş ve anahtarları bir kenara fırlatmıştı, son kez bakıyordu bu kadar kısa bir sürede evi gibi hissettiği yere.

Sinirliydi de.

Kendine, Lalisa'ya, herkese ve her şeye.

Oturma odasına geçtiğinde sevgilisiyle olan her anı aklına geldi, kavgaları, sevişmeleri, birlikte uyumaları...

Anlık bir sinirle masanın üstündeki her şeyi yere devirdi, gözleri doluyordu, birikmiş öfkesini atmak istiyordu.

Televizyonu bir hışımla yere devirdi, mutfaktaki içkileri, kadehleri hepsini tuttuğu gibi yerle buluşturuyor camların birer birer patlamasına neden oluyordu.

Bazı sıçrayan cam parçaları canını acıtsa da öfkesi bunu düşünmeye izin vermiyor sadece daha çok yıkmak istiyordu.

Kendi gibi hissettiği, onu korkutmayan tek yeri yıkıp yerle bir etmek istiyordu.

Onun yaptığı buydu zaten, ne zaman güzel bir şey olsa hepsini kendi elleriyle bok etmekti.

En iyi yaptığı şey buydu, hep böyle olmuştu.

O alışmıştı çünkü kötülüğe, iyilik görmemişti.

Alıştığı şeyi arıyordu hep.

Bu yüzden de sinirliydi belki kendine, güzel olan her şeyi mahvettiği için özellikle bunların arasında Lalisa vardı...

Gözlerindeki yaşları boşaltarak yatak odasına girdi ve bütün kıyafetleri yere atmaya başladı, çekmecelerin üstündeki su şişesini, Lalisa'nın uyumadan önce aldığı hapları her şeyi yıkıyordu.

Onlara ait olan her şeyi.

Onu mutlu eden tek şeyleri, Lalisa'yı da.

Yapmak istemiyordu, gitmek istemiyordu falat zaman yaklaşıyordu.

Kendi istemese de, Lalisa istemese de bunu yapmalıydı.

İkisinin de iyiliği içindi, iyilik bilmeyen biri için büyük bir fedakarlıktı bu.

Çantasını yere boşalttı ve telefonundan birkaç mesaj çekti, ekibi onu depoda bekliyordu.

Hazırlanmak için.

Ateşe vermek istiyordu bu evi fakat yapamazdı, o kadar cani olamazdı.

Bir kere de olsa olmak istemiyordu.

Üstünü değiştirdi, kendine gelmeye çalıştı ama yapamıyordu, kendi yüzüne bildiğiniz katlanamıyordu.

Hiçbir şey planladığı gibi gitmiyordu.

Bu kontrolsüzlüğün, kendine verdiği sözü tutamamanın verdiği sinirle aynaya bir yumruk attı.

Atmamaması gerektiğini bilse bile, soyguna kendinin en iyi hâlinde girmeliydi.

Elleri kanamaya başladığında bütün kontrolünü kaybettiğini hissetmişti, kaybetmişti de zaten.

Lalisa onun bütün sistemiyle bildiğiniz oynayıvermişti bir anda.

Hazır olmasa bile artık gitmesi gerektiğini biliyordu biraz daha oyalanırsa plan sarpasarabilirdi.

O yüzden arkasına bir kere bile bakmadan bütün eşyalarını, evini, huzurunu, Lalisa'yı geride bırakarak evden çıktı.

Hurt youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin